Kahve yerine çay içmek istiyorum.
- Ich hätte gerne Tee statt Kaffee.
İşe gitmek yerine bütün gün evde kaldım.
- I stayed at home all day instead of going to work.
Televizyon seyretmek yerine, dışarıya çıkıp biraz temiz hava al.
- Go out and breathe some fresh air instead of watching TV.
Neden onun yerine ben dövülürüm?
- Why am I getting beaten up instead of him?
Onun yerine, erkek kardeşim tutuklandı.
- Instead of him, my brother was arrested.
Let's go by train instead of by bus.
- Lass uns mit der Bahn statt mit dem Bus fahren.
I learned French instead of German.
- Ich habe Französisch statt Deutsch gelernt.