state; condition; position of affairs

listen to the pronunciation of state; condition; position of affairs
İngilizce - Türkçe

state; condition; position of affairs teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

status
statü

Onun şirketteki statüsünü biliyor musun? - Do you know his status in the company?

Pahalı bir araba bir statü sembolüdür. - An expensive car is a status symbol.

status
{i} hal
status
durum

İşverenler ırkları, dinleri, etnik kökenleri, deri renkleri, cinsiyetleri, yaşları, medeni durumları, engellilikleri ya da cinsel yönelimleri nedeniyle işçileri işe almayı reddemezler. - Employers cannot refuse to hire workers because of their race, religion, ethnic origin, skin colour, sex, age, marital status, disability or sexual orientation.

Lütfen hemen bana durumun ne olduğunu bildirir misin? - Would you please let me know what the status is right away?

status
zümre
status
değerge
status
mevki/durum
status
yasal durum
status
{i} konum
status
{i} statü, durum, hal, vaziyet; pozisyon
status
{i} statü, itibar, prestij
status
{i} mevki
status
övünme payı
status
{i} sosyal durum
status
(Tıp) Durum, hal, vaziyet
İngilizce - İngilizce
status