Doğum, yaşam macerası için başlama noktasıdır.
- Birth is the starting point for life's adventures.
Kendi işine başlamayı ciddi şekilde düşünüyor musun?
- Are you seriously thinking about starting your own business?
Burası tünelin başlangıç noktası olacaktır.
- This will be the starting point of the tunnel.
O normal başlangıç zamanı.
- That is the regular starting time.
O, yeni proje üzerinde çalışmaya başlamada hiç zaman kaybetmedi.
- She lost no time in starting to work on new project.
İstasyona vardığımda tren tam hareket etmek üzereydi.
- The train was just on the point of starting when I got to the station.
Sürücüler başlangıç çizgisindeler ve gitmek için çok istekliler.
- The drivers are at the starting line and raring to go!
Biz erken bir başlangıç yaptık.
- We got an early start.
Tom kaseyi mikrodalgaya koydu ve pişirmeyi başlatmak için düğmeye bastı.
- Tom put the bowl into the microwave and pushed the button to start it cooking.
Tom bugün bir kavga başlatmak için buraya geldi.
- Tom came here today looking to start a fight.
Onun planı pazartesi günü başlamaktı.
- His plan was to start on Monday.
Çok uzun bir tatil birini tekrar işe başlamak için isteksiz yapar.
- Too long a holiday makes one reluctant to start work again.
Tom yemeği masaya koydu ve herkese yemeye başlamasını söyledi.
- Tom put the food on the table and told everyone to start eating.
Maziye sünger çekip yeniden başlamak için işimi bıraktım ve taşındım.
- I quit my job and moved so I could start off with a clean slate.
Ne zaman yola çıkmak için hazırlanmaya başlayacaksın?
- When will you start getting ready to leave?
Fransızca öğrenmeye başlamak istiyorum. Çalışmak için bana biraz malzeme tavsiye edebilir misin?
- I want to start learning French. Can you recommend me any materials to study with?
Üniversiteyi bitirdiğimde, derhal çalışmaya başladım.
- On finishing university, I started working right away.
O ciddi olarak çalışmaya başladı.
- He started to study in earnest.
Onlar kalkış sinyalini bekliyorlardı.
- They were waiting for the signal to start.
Başından başla ve bana olan her şeyi anlat.
- Start at the beginning and tell me everything that happened.
Benim başından beri büyük bir şehirde yaşamaya hiç niyetim yoktu.
- I had no intention of living in a large city from the start.
Kaba kuvvet kullanırsan savaş başlatırsın.
- Act too forcefully and you'll start a war.
Toplantıyı şimdi başlatalım mı?
- Shall we start the meeting now?
İstasyona vardığımda tren tam hareket etmek üzereydi.
- The train was just on the point of starting when I got to the station.
Otobüs hareket etmek üzere idi.
- The bus was about to start.
Eve ilk varan akşam yemeğini pişirmeye başlar.
- Whoever gets home first starts cooking the supper.
İlk dönem nisanda başlar.
- The first term starts in April.
Arabamı çalıştırmak için atlamam gerekiyor.
- I need to jump start my car.
Makineyi çalıştırmak için bu butona basın.
- Press this button to start the machine.
Çocuklar kanapenin üstünde yukarı aşağı sıçramaya başladı.
- The children started bouncing up and down on the couch.
Tom yatağın üstünde yukarı aşağı sıçramaya başladı.
- Tom started bouncing up and down on the bed.
Bir avans almak istiyorum.
- I'd like to get a head start.
Tom beni daha avantajlı başlattı.
- Tom gave me a head start.
O her zaman bir aile kurmak istedi.
- She always wanted to start a family.
Tom yerleşmek ve bir aile kurmak için hazır.
- Tom is ready to settle down and start a family.
Tom kesinlikle bir döğüşü başlatmak istiyor gibi görünüyor.
- Tom certainly looks like he wants to start a fight.
Kavgayı Tom başlatmadı.
- Tom didn't start the brawl.
Yakında sınıfı başlatmak için çalışacağız.
- We'll attempt to start the class soon.
Bana yardımcı olur musun? Bu makineyi nasıl çalıştıracağımı bilmiyorum.
- Can you help me? I can't make out how to start this machine.
Ne zaman yola çıkmak için hazırlanmaya başlayacaksın?
- When will you start getting ready to leave?
Seni ürkütmek istemedim.
- I didn't mean to startle you.
Derhal istasyona hareket etmezsen, treni kaçıracaksın.
- You will miss the train, unless you start for the station at once.
Biz altıda orada olacaksak, şimdi hareket etmek zorundayız.
- If we are to be there at six, we will have to start now.
The starting pitcher for today's game has not been announced yet.
That team has the best starting pitchers in the league.
To examine some of the data and facts is a good starting point.
King's Cross Station proved to be the starting point of a journey that took me around the world.
we could, with the greatest ease as well as clearness, see all objects (ourselves unseen) only by applying our eyes close to the crevice, where the moulding of a panel had warped or started a little on the other side.
The movie was entertaining from start to finish.
I started from my sleep with horror.
Jones has been a substitute before, but made his first start for the team last Sunday.
The rain started at 9:00.
... But there is a world of difference between starting from a design spec that aims to protect ...
... starting a company is like starting into the abyss ...