En parlak olanı şu küçük yıldızdır.
- That small star is the brightest.
O birçok geceyi yıldızlara bakarak geçirdi.
- Many nights did he spend, looking up at the stars.
Tom Noel ağacının üzerine bir yıldız koydu.
- Tom put a star on top of the Christmas tree.
Biz başlamadan önce bu işin ne kadar önemli olduğu hakkında birkaç söz söylemek istiyorum.
- Before we get started, I'd just like to say a few words about how important this job is.
Daha önemli konular üzerinde odaklanmaya başlayalım.
- Let's start focusing on more important matters.
En parlak olanı şu küçük yıldızdır.
- That small star is the brightest.
Böyle parlak bir yıldız hiç görmedim.
- I had never seen such a shiny star.