(Askeri) İSTİKRARLI CEPHE, STABİLİZE CEPHE: Muharebe unsurları derin bir saha içinde yayılan ve yanları diğer kıta ve kuvvetli engellerle örtülüp muhafaza edilen kuvvetli savunma hattı. Bu hat, genel olarak siperlerle tahkim edilmiştir
(Askeri) DENGELİ PLATFORM: Tam atalet güdüm sisteminin, üç ivme ölçme aletini, tesirsiz sahaya (inertial space) nazaran, sabit vaziyette tutan komple yalpa çerçevelerinden (gimbal frames) ibaret ana parçası. İvme ölçme aletleri, üç referans ekseni üzerindeki ivmeleri ölçmek üzere birbirine dikey vaziyette monte edilmişlerdir. Bu ivmeler, uzayda ani hız ve mevki tayin edecek bir kompütere de verilebilir
(Askeri) STABİLİZE HARP HALİ, STABİLİZE HARP: Her iki tarafın mahdut manevra yapacağı harp. Stabilize harbi, mevzi harbi (position warfare) ile karıştırmamalıdır. Siper harbi (trench warfare) stabilize harbin bir çeşididir
Stabilize, insanların ve her türden tekerlekli araçların ulaşım amacıyla kullandığı bir yol yapı biçimidir. Ana yapısı olarak sertleştirilmiş toprak zemin üzerine orta büyüklükte çakıllı kum serilip sıkıştırılmasıyla oluşturulur
means to control movement of soil, spoil piles, or areas of disturbed earth by modifying the geometry of the mass, or by otherwise modifying physical or chemical properties, such as by providing a protective surface coating
sta·bi·lize stabilizes stabilizing stabilized in BRIT, also use stabilise If something stabilizes, or is stabilized, it becomes stable. Although her illness is serious, her condition is beginning to stabilize Officials hope the move will stabilize exchange rates + stabilization sta·bi·li·za·tion the stabilisation of property prices. to become firm, steady, or unchanging, or to make something firm or steady stable
or stabilizing means the placing of any bid, or the effecting of any purchase, for the purpose of pegging, fixing, or maintaining the price of a security