Baharda Abraham Lincoln suikast sonucu öldürüldü.
- Abraham Lincoln was assassinated in the spring.
Bu park, bahar ayında en iyi durumundadır.
- This park is at its best in spring.
İlkbaharı sonbahara tercih ederim.
- I prefer spring to fall.
Bu dergiye göre, en sevdiğim aktris önümüzdeki ilkbahar bir caz müzisyeniyle evlenecek.
- According to this magazine, my favorite actress will marry a jazz musician next spring.
Kaynaktan gelen suyu çok saf.
- The water from the spring is very pure.
Köyün merkezinde bir kaynak var.
- There's a spring in the center of the village.
Pınarda susuzluklarını giderdiler.
- They satisfied their thirst at the spring.
Aslında bir pınar vardı, ama kurumuştu.
- There was a spring indeed, but it was dry.
Baharın gelişini dört gözle bekliyorum.
- I'm looking forward to the return of spring.
Bu fikir seks hakkında daha fazla tartışmalar için bir sıçrama tahtasıydı.
- That idea was a springboard for further discussions about sex.
İngilizcede sigara böreğine neden bahar sarması dendiğini biliyor musun?
- Do you know why spring rolls are called spring rolls?
Bu fikir seks hakkında daha fazla tartışmalar için bir sıçrama tahtasıydı.
- That idea was a springboard for further discussions about sex.
Son bahar tatilim sırasında yurt dışındaki gezi masraflarımı ödemek için bir restoranda iş buldum.
- During my last spring vacation I took a job in a restaurant to help pay the costs of my trip abroad.
Wal-Mart . . . would pay the town $100,000 in annual taxes and cover much needed road improvements too. The store even agreed to spring for an archaeological dig on the site, once an Indian campground.
discover, at least in some degree, the secret springs and principles, by which the human mind is actuated in its operations?.