Football is the most known sport in the world.
- Futbol, dünyada en çok bilinen spordur.
He likes all kinds of sports.
- Sporun her türünü sever.
I bought a red sports car.
- Kırmızı bir spor araba aldım.
In most sports the team that practice hardest usually brings home the bacon.
- Çoğu sporlarda en sıkı çalışma yapan takım genellikle eve ekmek parasını getirir.
I want to join an athletic club.
- Bir spor kulübüne katılmak istiyorum.
I don't go in for sports.
- Sporla ilgilenmiyorum.
He has no leisure for sport.
- Onun spor için boş zamanı yok.
The gym is used for the ceremony.
- Spor salonu, tören için kullanıldı.
We played basketball in the gym.
- Biz spor salonunda basketbol oynadık.
They sell sporting goods.
- Onlar spor malzemeleri satıyorlar.
Many New Yorkers love their professional sporting teams.
- Birçok New Yorklu kendi profesyonel spor takımlarını sever.
Many top athletes take ice baths after workouts.
- Birçok en iyi sporcular egzersizlerden sonra buz banyosu yaparlar.
Some athletes believe that taking an ice bath after a workout or a race allows their body to recover more quickly.
- Bazı sporcular bir egzersiz veya yarıştan sonra bir buz banyosu almanın vücutlarının daha çabuk iyileşmesine izin verdiğine inanmaktadırlar.