Onu bölmek istiyoruz.Bize onu iki tabakta getirir misin?
- We'd like to split it. Could you bring it to us on two plates?
Tom ayrılmak zorunda kaldığını söyledi.
- Tom said he had to split.
Mary ile ayrılmak istemedim.
- I didn't want to split up with Mary.
O kriz milleti ikiye bölünmekle tehdit etti.
- That crisis threatened to split the nation in two.
Mary ile ayrılmak istemedim.
- I didn't want to split up with Mary.
Tom ayrılmak zorunda kaldığını söyledi.
- Tom said he had to split.
Onu bölmek istiyoruz.Bize onu iki tabakta getirir misin?
- We'd like to split it. Could you bring it to us on two plates?
O bölünmüş bir kişiliğe sahip.
- He has a split personality.
Tom bölünmüş bir kişiliğe sahiptir.
- Tom has a split personality.
Boşanmalar, boşanan çiftlerin ortak arkadaşlarını zor durumda bırakabilir, özellikle de ayrılık sert ve tantanalı olmuşsa.
- Divorce can put mutual friends of the divorcing couple in a difficult position, particularly if it's an acrimonious split.
Tom hesabı Mary ile paylaştı.
- Tom split the bill with Mary.
Faturayı Tom'la paylaşmayı kabul ettim.
- I agreed to split the bill with Tom.
Tom yakacak odunları ayırmak için benden ona yardım etmemi istedi.
- Tom asked me to help him split firewood.
Enflasyon sorunu partiyi böldü.
- The inflation issue split the party.
Onu bölmek istiyoruz.Bize onu iki tabakta getirir misin?
- We'd like to split it. Could you bring it to us on two plates?
Boşanmalar, boşanan çiftlerin ortak arkadaşlarını zor durumda bırakabilir, özellikle de ayrılık sert ve tantanalı olmuşsa.
- Divorce can put mutual friends of the divorcing couple in a difficult position, particularly if it's an acrimonious split.
O kriz milleti ikiye bölünmekle tehdit etti.
- That crisis threatened to split the nation in two.
Kılı kırk yarmayalım.
- Let's not split hairs.
Sanırım biraz daha odun yarmamın zamanıdır.
- I think it's time for me to split some more firewood.
Republicans appear split on the centerpiece of Mr. Obama's economic recovery plan.
Let's split this scene and see if we can find a real party.
In the 3000m race, his 800m split was 1:45.32.
We split the money among three people.
He has split his lip.