Uçak sesten hızlı hızlara ulaşabilir.
- The airplane is capable of supersonic speeds.
Gelecekte, insanlar ışıktan daha hızlı hızlarda galaksi etrafında seyahat etmek için uzay gemileri kullanacaktır.
- In the future, humans will use spaceships to travel around the galaxy at speeds faster than light.
Son sürat gitmek istiyorum.
- I want to go full speed.
Ben azami sürat yapıyorum.
- I'm doing the speed limit.
Uçak saatte beş yüz kilometre hızla uçar.
- The airplane flies at a speed of five hundred kilometers per hour.
Haydi Arianna, hızlan, yoksa asla oraya ulaşamayacağız!
- Come on, Arianna, speed up or we'll never get there!
Tom süreci hızlandırmak için elinden geleni yaptı.
- Tom did his best to speed up the process.
Yeni uçak sesin iki katı hızlı uçuyor.
- The new airplane flies at twice the speed of sound.
Hız sınırını görmezden geldi ve çok hızlı sürdü.
- He ignored the speed limit and drove very fast.
Hız yapmaktan yakalandım.
- I got caught speeding.
Sami hız yapmak nedeniyle durduruldu.
- Sami was stopped for speeding.
Hız sınırının üzerine geçmeyin.
- Don't go over the speed limit.
İşte bir hız arabası geliyor, geçelim!
- Here comes a speeding car, let's cross!
Such interventions can help to speed the process of reducing CBRs and help countries pass through the demographic transition threshold more quickly.
The Ferrari was speeding along the road.
Why do you speed when the road is so icy?.
Aristotle must find out the motion of Euripus; Pliny must needs see Vesuvius; but how sped they? One loseth goods, another his life.
God speed, until we meet again.
... Fortunately, the speeds at which 3G delivers the internet ...
... The rock goes forward at speeds, depending ...