speedily; with haste or celerity; soon; without delay; quick

listen to the pronunciation of speedily; with haste or celerity; soon; without delay; quick
İngilizce - Türkçe

speedily; with haste or celerity; soon; without delay; quick teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

quickly
çabucak

Haydi bu resmi çabucak tamamlayalım. - Let's complete this picture quickly.

Çabucak aşağıya gelip gelemiyeceğini içhaberleşmede ona sorduk. - We asked him on the interphone if he could come downstairs quickly.

quickly
hızla

Onlar hızla evlerini terk ettiler. - They left their house quickly.

O hızla merdivenlerden yukarı gitti. - She quickly went up the stairs.

quickly
süratle
quickly
şipşak
quickly
çabuk

Bakım onu çabuk yaşlandırdı. - Care aged him quickly.

Onu elimden geldiği kadar çabuk bitireceğim. - I'll finish it as quickly as I can.

quickly
tez
quickly
acele

Her neyse, Ozawa aceleyle yağmurluğunu çıkardı ve hızlı bir şekilde çıplak kızın omuzlarına koydu. - At any rate, Ozawa hurriedly took off his raincoat and quickly put it on the naked girl's shoulders.

Biz hepimiz öleceğiz, bazılarımız çabucak, diğerleri acele etmeyecek. - We will all die, some quickly, others will take their time.

quickly
yel gibi
quickly
şıp diye
quickly
hızlı şekilde

Biz onu oldukça hızlı şekilde onardık. - We fixed that pretty quickly.

Ses çok hızlı şekilde hareket eder. - Sound travels very quickly.

İngilizce - İngilizce
quickly