Tom'un onu yapmak için özel bir nedeni yoktu.
- Tom did it for no particular reason.
Bu özel konuyu neden seçtiniz?
- Why did you choose that particular subject?
Bu bitki Madeira adasına özgüdür.
- This plant is particular to the island of Madeira.
Şu belirli kişi çalışacaktı.
- That particular person would run.
Yapacak belirli bir şeyim yok.
- I have nothing particular to do.
Babam yiyecekler hakkında çok müşkülpesenttir.
- My father is very particular about food.
Nasıl giyineceği hakkında müşkülpesent.
- He is particular about how he dresses.
Öğretmen özellikle o noktaya vurgu yaptı.
- The teacher particularly emphasized that point.
We knew it was named after John Smith, but nobody knows which particular John Smith.