İngilizce - Türkçe
spannungsverhältnis teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- tension
- {i} gerilim
Soğuk Savaş gerilimi arttı.
-Cold-war tension has mounted.
Tom gerilimi hafifletmeye çalıştı.
-Tom tried to ease the tension.
- tension
- (Mühendislik) gerginlik
Kardeşler arasında çok gerginlik var.
-There's a lot of tension among the siblings.
Ege'de yeni bir gerginlik sürecine girilecek.
-In the Aegean, there will be another round of tension.
- tension
- (Tıp) Gergenlik, damarlar içinde dolaşan kanın duvara yaptığı baskı, tansiyon
- tension
- tevettür
- tension
- (ip/tel/vb.) gerginlik derecesi
- tension
- stres
- tension
- voltaj
- tension
- asabiyet
- tension
- (İnşaat) gerilim, tansiyon
- tension
- {i} germe
- tension
- germe veya gerilme kuvveti
- tension
- {i} gerilme
- tension
- zihin yorgunluğu
- tension
- elektromotor kuvvet
- tension
- (Mukavele) gerilim, çekme
- tension
- {i} heyecan
İlgili Terimler
Almanca - İngilizce
spannungsverhältnis teriminin Almanca İngilizce sözlükte anlamı
- voltage ratio
- tension
- strained relationship
- Spannungsverhältnis (Mechanik)
- stress ratio (mechanics)
- das Spannungsverhältnis zwischen Kapitalismus und Demokratie
- the tension between capitalism and democracy
- im Spannungsverhältnis von Tradition und Moderne
- within the strained relationship between tradition and modernity