I like to play sport for fun not for competition.
- Sporu rekabet için değil zevk için yapıyorum.
Football is the most known sport in the world.
- Futbol, dünyada en çok bilinen spordur.
I bought a red sports car.
- Kırmızı bir spor araba aldım.
Oh, you must be good at sports.
- Oh, sporlarda iyi olmalısın.
The gym is used for the ceremony.
- Spor salonu, tören için kullanıldı.
She did not walk to the gym.
- O, spor salonuna yürümedi.
I want to join an athletic club.
- Bir spor kulübüne katılmak istiyorum.
The gym is used for the ceremony.
- Spor salonu, tören için kullanıldı.
She did not walk to the gym.
- O, spor salonuna yürümedi.
Many New Yorkers love their professional sporting teams.
- Birçok New Yorklu kendi profesyonel spor takımlarını sever.
They sell sporting goods.
- Onlar spor malzemeleri satıyorlar.
I need a new pair of sneakers.
- Benim yeni bir çift spor ayakkabıya ihtiyacım var.
Tom put his new sneakers in his bag.
- Tom yeni spor ayakkabısını çantasına koydu.
There was an old clunker parked just behind my new sports car.
- Tam benim yeni spor arabamın arkasında park edilmiş eski bir külüstür vardı.
Tom owns a yellow sports car.
- Tom'un sarı bir spor arabası var.
Tom put his new sneakers in his bag.
- Tom yeni spor ayakkabısını çantasına koydu.
I would like to get a blouse to go with this blazer.
- Bu spor ceketle gidecek bir bluz almak istiyorum.
Tom is wearing a sports coat.
- Tom bir spor ceket giyiyor.
Tom was wearing a white sports jacket.
- Tom beyaz bir spor ceket giyiyordu.
I'll be wearing a white sports jacket to the party tonight.
- Bu gece parti için beyaz bir spor ceketi giyiyor olacağım.
Tom would like to become a sports announcer.
- Tom bir spor spikeri olmak ister.
Who's your favorite sports announcer?
- Favori spor spikerin kimdir?
I want to do some sport.
- Biraz spor yapmak istiyorum.
Tom enjoys playing sports.
- Tom spor yapmaktan hoşlanır.
Tom is carrying a duffel bag on his shoulder.
- Tom omuzunda bir spor çantası taşıyor.
Tom carried his duffel bag on his shoulder.
- Tom spor çantasını omuzunda taşıdı.
He has no leisure for sport.
- Onun spor için boş zamanı yok.
I don't go in for sports.
- Sporla ilgilenmiyorum.
Many top athletes take ice baths after workouts.
- Birçok en iyi sporcular egzersizlerden sonra buz banyosu yaparlar.
Some athletes believe that taking an ice bath after a workout or a race allows their body to recover more quickly.
- Bazı sporcular bir egzersiz veya yarıştan sonra bir buz banyosu almanın vücutlarının daha çabuk iyileşmesine izin verdiğine inanmaktadırlar.