Bildiğim kadarıyla, söylenti doğru değildir.
- The rumor is not true as far as I know.
Tom, bildiğim kadarıyla ne isterse yapabilir.
- Tom can do whatever he wants as far as I'm concerned.
Bildiğim kadarıyla, o iyi bir adam.
- He is, so far as I know, a good guy.
Bildiğim kadarıyla, o hâlâ bekâr.
- So far as I know, she is still unmarried.
Arabayı yarışa sokma.Biz mümkün olduğu kadar onu uzağa götürteceğiz.
- Don't race the car. We want to make it go as far as possible.
Varoluşumuzu olabildiğince kabul etmeliyiz.
- We must accept our existence as far as possible.
insofar as (or that), to the extent that, to such an extent.
Anladığım kadarıyla, öylesine bir plan imkansızdır.
- As far as my experience goes, such a plan is impossible.
Arabayı yarışa sokma.Biz mümkün olduğu kadar onu uzağa götürteceğiz.
- Don't race the car. We want to make it go as far as possible.
So far as I know, he is not lazy.
- Soweit ich weiß, ist er kein Faulpelz.
So far as I know, she is still unmarried.
- Soweit ich weiß, ist sie noch ledig.