soundly defeat, overcome, get the better of

listen to the pronunciation of soundly defeat, overcome, get the better of
İngilizce - Türkçe

soundly defeat, overcome, get the better of teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

worst
(isim) en kötüsü, en kötü durum
worst
{f} yenmek
worst
yün iplik
worst
en kötü

Geçen yaz oldukça soğuktu, ve pirinç ekini on yıl içinde en kötüydü. - It was exceptionally cold last summer, and the rice crop was the worst in 10 years.

En kötüsü için hazırlanmalısın. - You should prepare for the worst.

worst
en kötü şey

Şimdiye kadar yaptığın en kötü şey nedir? - What's the worst thing you've ever done?

En kötü şey gerçekleşti. - The worst thing happened.

worst
en kötü şekilde

Bize en kötü şekilde ihanet edenler her zaman bizim için gözde olanlardır. - Those who betray us in the worst way are always those who are dearest to us.

worst
en kötü biçimde
worst
üstün gelmek
worst
{s} en kötü, en fena. i
worst
adamakıllı
worst
{i} en kötü durum

Eğer en kötü durum senaryosu için hazır mısınız? - Are you ready for the worst-case scenario?

En kötü durum senaryosunda elimizden geldiği kadar mutlu görünmek zorunda kalacağız. - In the worst case scenario we'll just have to look as happy as we can.

worst
{f} alt etmek
worst
en fena şekilde
worst
en fena surette
worst
(Tekstil) (yarn) yün iplik , kamgarn iplik
worst
en fenası
worst
fena halde
İngilizce - İngilizce
{f} worst
soundly defeat, overcome, get the better of