sosyalleşme

listen to the pronunciation of sosyalleşme
Türkçe - İngilizce
socialization
{i} socialising
sosyal
{s} sociable

Tom isn't very sociable. - Tom çok sosyal değildir.

Tom definitely needs to be a bit more sociable. - Tom kesinlikle biraz daha sosyal olmalı.

sosyal
{s} social

Motherhood and childhood are entitled to special care and assistance. All children, whether born in or out of wedlock, shall enjoy the same social protection. - Ana ve çocuk özel ihtimam ve yardım görmek hakkını haizdir. Bütün çocuklar, evlilik içinde veya dışında doğsunlar, aynı sosyal korunmadan faydalanırlar.

In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life. - Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.

sosyal
gregarious
sosyal
civilized
Sosyal
socient
beklenen sosyalleşme
anticipatory socialization
mesleki sosyalleşme
vocational socialization
sosyal
conversable
sosyal
clubby
sosyal
clubable
sosyal
clubbable
sosyal
social toplumsal, içtimai
sosyal
socio
Türkçe - Türkçe
Toplumsallaşma
SOSYAL
(Osmanlı Dönemi) Fr. İçtimaî. Cemiyete ait
Sosyal
içtimai
sosyal
Toplumla ilgili, toplumsal, içtimaî
sosyal
Toplumla ilgili, toplumsal, içtimai: "Siz de vaktine, saatine göre ya etraftaki manzaraya, ya birtakım sosyal metafizik düşüncelere yahut da sadece kendi şahsi kaygılanmıza dalıp gitmişsinizdir."- R. N. Güntekin
sosyalleşmek
Toplumsallaşmak
sosyalleşme