sorumluluk teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- responsibility
Who's taking responsibility for this mess?
- Bu karışıklık için kim sorumluluk alıyor?
That absolves me from further responsibility.
- O, beni daha fazla sorumluluktan kurtarıyor.
- liability
I don't want to take on another liability.
- Başka bir sorumluluk almak istemiyorum.
- response
- commitment
Mary thinks Tom is afraid of commitment.
- Mary Tom'un sorumluluktan korktuğunu düşünüyor.
Mary says that Tom is afraid of commitment.
- Mary Tom'un sorumluluktan korktuğunu söylüyor.
- responsibility, commitment, trust, liability, blame, duty mesuliyet
- charge
- liabilities
- custody
- trust
- guilt
- (Ticaret) obligation
- baby
- command
- duty
- responsibleness
- amenability
- incumbrance
- accountableness
- burden
The burden is light on the shoulder.
- Sorumluluk omuzda hafiftir.
- (Hukuk) responsibility, liability
- place
- encumbrance
- load
- buck
- pidgin
- office
- engagement
- onus
- blame
- control
- accountability
- care
- responsibility of
- sorumlu
- liable
In a similar situation, the company was held liable.
- Benzer bir durumda, şirket sorumlu tutuldu.
Tom is liable to win.
- Tom kazanmaktan sorumlu.
- sorumlu
- in charge
Who is in charge of this building?
- Bu binanın sorumlusu kimdir?
I am in charge of this.
- Bundan ben sorumluyum.
- sorumlu
- responsible
He is the minister responsible for the environment.
- O, çevreden sorumlu bakandır.
She is responsible for this broken window.
- Bu kırık pencereden o sorumludur.
- sorumluluk sahibi
- responsible
I'm a reliable and responsible person at work.
- Ben işte güvenilir ve sorumluluk sahibi bir insanım.
- sorumluluk yüklemek
- encumber
- sorumluluk almak
- take on responsibility
- sorumluluk almak
- take over responsibility
- sorumluluk alıcıya aittir
- (Askeri) caveat emptor
- sorumluluk bilinci
- sense of responsibility
- sorumluluk duygusu
- a sense of responsibility
- sorumluluk hukuku
- liability law
- sorumluluk reddi
- disclaimer
- sorumluluk sigortası
- (Ticaret) liability insurance
- sorumluluk taşımak
- shoulder responsibility
- sorumluluk taşımak
- bear responsibility
- sorumluluk taşıyan
- dutiful
- sorumluluk vermek
- (Politika, Siyaset) confer the responsibilities
- sorumluluk yüklenmek
- shoulder
- sorumluluk alma
- take responsibility
- sorumluluk almak
- Take responsibility
- sorumluluk alma korkusu
- (Pisikoloji, Ruhbilim) hypengyophobia
- sorumluluk alma korkusu
- (Pisikoloji, Ruhbilim) hypegiaphobia
- sorumluluk almadan
- sans recours
- sorumluluk anlayışı
- sense of obligation
- sorumluluk atama matrisi
- accountability matrix
- sorumluluk bertaraf etme
- excluding liability
- sorumluluk bölgesi
- (Askeri) zone of responsibility
- sorumluluk dağıtımı
- allocation of responsibility
- sorumluluk devretme hattı
- (Askeri) hand-over line
- sorumluluk diyagramı
- (Ticaret) responsibility chart
- sorumluluk gerektiren
- responsible
- sorumluluk göstermeden
- without showing responsi
- sorumluluk hissi
- feeling of responsibility
- sorumluluk kabul etmek
- accept responsibility
- sorumluluk kabul etmek
- assume responsibility
- sorumluluk kabul etmemek
- (Konuşma Dili) wash one's hands of
- sorumluluk muhasebesi
- (Ticaret) profitability accounting
- sorumluluk muhasebesi
- (Ticaret) responsibility accounting
- sorumluluk muhasebesi
- (Ticaret) functional accounting
- sorumluluk sahası
- (Askeri) area of responsibility
- sorumluluk satıcınındır
- (Ticaret) caveat venditor
- sorumluluk sınırlandırma
- (Kanun) limiting liability
- sorumluluk vermek
- (Hukuk) to confer the responsibilities
- sorumluluk yüklemek
- land with
- sorumluluk yüklenir
- liability attaches
- sorumluluk zararları
- (Ticaret) liability losses
- sorumluluk üstlenmek
- take responsibility
- sosyal sorumluluk
- social responsibility
- sosyal sorumluluk projesi
- Social responsibility project
- sorumlu
- accountable
You will be held accountable.
- Sorumlu tutulacaksın.
Someone's got to be held accountable.
- Birisi sorumlu tutulmak zorunda.
- sorumlu
- in charge of
Miss Sato is in charge of my class.
- Bayan Sato benim sınıfın sorumlusudur.
He was in charge of preparing a magazine for publication.
- O yayınlama için bir dergi hazırlanmasında sorumlu oldu.
- sorumlu
- responsible (for), held accountable (for)
- sorumluluk sahibi
- dutiful
- sorumlu
- answerable
- sorumlu
- blameworthy
- sorumlu
- {i} Rep
Tom is responsible for preparing the report.
- Tom raporu hazırlamakla sorumludur.
- bireysel sorumluluk sigortası
- (Sigorta) personal liability insurance
- hukuki sorumluluk
- (Sigorta) legal liability
- idari sorumluluk
- administrative responsibility
- kurumsal sosyal sorumluluk
- (Ticaret) corporate citizenship
- kusursuz sorumluluk
- (Kanun) absolute liability
- sorumlu
- individual responsible
- sorumlu
- spot
- sorumluluklar
- liabilities
- toplumsal sorumluluk
- (Ticaret) social accountability
- sorumlu
- keeper
- sorumlu
- amenable
- Sorumlu
- charge in
- sorumlu
- curator
- sorumlu
- held liable
- sorumluluk duygusu
- sense of responsibility
- sorumluluk vermek
- put in charge
- Karşılıklı sorumluluk Dairesi
- (Askeri) Office of Collateral Responsibility
- akdi sorumluluk
- (Hukuk) contractual liability
- basit sorumluluk
- (Kanun) single liability
- bireysel sorumluluk metodu
- (Sigorta) independent liability method
- birine sorumluluk yüklemek
- lay a burden on
- cezai sorumluluk
- (Hukuk) criminal liability
- direkt sorumluluk
- (Ticaret) direct liability
- en başta gelen sorumluluk
- primary liability
- hava araçlarının ayrımı için üstlenilen askeri sorumluluk
- (Askeri) military assumes responsibility for separation of aircraft
- hukuki sorumluluk
- (Hukuk) civil liability
- kesin sorumluluk
- (Hukuk) absolute responsibility
- kişisel sorumluluk
- (Hukuk) personal liability
- kusurlu sorumluluk
- faulty responsibility
- maddi sorumluluk
- (Askeri) pecuniary liability
- muharebe destek dairesi sorumluluk ve hazırlıklılık raporu
- (Askeri) combat support agency responsiveness and readiness report
- sorumlu
- (Hukuk) liable, responsible, accountable
- sorumlu
- responsible, accountable, answerable, liable
- sorumlu
- managing
- sorumlu
- ex cathedra
- sorumlu
- chargeable
- sözleşme dışı sorumluluk
- (Hukuk) non-contractual liability
- sözleşmeden doğan sorumluluk
- (Hukuk) contractual liability
- sınırsız sorumluluk
- (Ticaret) unlimited responsibility
- sınırsız sorumluluk
- law unlimited liability
- tam sorumluluk
- direct responsibility
- temel sorumluluk
- primary liability
- teslimat sorumluluk kodu
- (Askeri) delivery term code
- ulusal sorumluluk
- (Hukuk) national responsibility
- uluslar arası sorumluluk
- (Hukuk) international responsibility
- umumi mali sorumluluk
- (Sigorta) public liability insurance
- umumi mali sorumluluk
- (Sigorta) public liability
- vermek (sorumluluk/yetki)
- invest with
- zincirleme sorumluluk
- (Ticaret) double liability
- çok sorumluluk vermek
- overburden