Ben onun tamamına sıralanmış olarak sahibim.
- I've got it all sorted.
Ben onun tamamına sıralanmış olarak sahibim.
- I've got it all sorted.
İsimler alfabetik olarak sıralanır.
- The names are sorted alphabetically.
Bugün ne çeşit televizyon programları var?
- What sort of television programs are on today?
Kaynamış bir yumurtanın kabuğunu temiz bir şekilde nasıl çıkarırsın? Bir çeşit hile var mı?
- How do you take off the shell of a boiled egg cleanly? Is there some sort of trick?
O tür şeyi ne tip insan yapardı?
- What sort of person would do that kind of thing?
Biz ne tür bir tehlikedeyiz?
- What sort of danger are we in?
O, kolay pes eden bir tip değildir.
- He is not the sort of guy who gives in easily.
O, bilinen bir insan tipi.
- He is a common sort of man.
Sen hayvanları nasıl sınıflandıracaksın?
- How will you sort the animals?
O, evrakları sınıflandırmayı bitirdi.
- He finished sorting the papers.
Onun kağıtlarını ayıklamak için birkaç gün harcadım.
- I spent several days sorting through her papers.
Son olarak bunu tasnif etmeni istiyorum.
- I want to sort this out once and for all.
Bütün bagajımızı tasnif etmek uzun bir süre aldı.
- It took quite a while to sort out all our luggage.
Biz öğrencilerin isimlerini alfabetik olarak sıralamalıyız.
- We ought to sort the students' names alphabetically.
Bütün bagajımızı tasnif etmek uzun bir süre aldı.
- It took quite a while to sort out all our luggage.
Hiç kimsenin o tür şey için zamanı yoktu.
- No one has time for that sort of thing.
Öğeleri büyükten küçüğe doğru sıralayın.
- Sort the items from large to small.
Ben onun tamamına sıralanmış olarak sahibim.
- I've got it all sorted.
Ona böyle bir şey söylemen oldukça saçma.
- It's quite absurd of you to tell her that sort of thing.
Bu yer oldukça romantik.
- This place is sort of romantic.
Sorted for e’s and whizz (song and album by UK band Pulp).
I have to get my life sorted.
a sorted list of numbers.
I had a sort of my cupboard.