O, ne tür bir oyundur?
- What sort of play is it?
Bu tür iş çok sabır gerektirir.
- This sort of work calls for a lot of patience.
Tokyo'da her çeşit millet yaşar.
- All sorts of people live in Tokyo.
Bugün ne çeşit televizyon programları var?
- What sort of television programs are on today?
Sen hayvanları nasıl sınıflandıracaksın?
- How will you sort the animals?
O, evrakları sınıflandırmayı bitirdi.
- He finished sorting the papers.
Onun kağıtlarını ayıklamak için birkaç gün harcadım.
- I spent several days sorting through her papers.
Bu tip yerlere ne tip insanlar takılırlar?
- What sort of people hang out at a place like this?
O tür şeyi ne tip insan yapardı?
- What sort of person would do that kind of thing?
Bütün bagajımızı tasnif etmek uzun bir süre aldı.
- It took quite a while to sort out all our luggage.
Son olarak bunu tasnif etmeni istiyorum.
- I want to sort this out once and for all.
Biz öğrencilerin isimlerini alfabetik olarak sıralamalıyız.
- We ought to sort the students' names alphabetically.
Bütün bagajımızı tasnif etmek uzun bir süre aldı.
- It took quite a while to sort out all our luggage.
Hiç kimsenin o tür şey için zamanı yoktu.
- No one has time for that sort of thing.
Öğeleri büyükten küçüğe doğru sıralayın.
- Sort the items from large to small.
O, dosyaları alfabetik olarak sıraladı.
- She sorted the files in alphabetical order.
Sana oldukça aşık oldum.
- I sort of had a crush on you.
Tom her çeşit şeyi oldukça iyi yapabilir.
- Tom can do all sorts of things quite well.
Ben bunun bir çeşit aldatmaca olup olmadığını merak ediyorum.
- I wonder if this is some sort of scam.
Kaynamış bir yumurtanın kabuğunu temiz bir şekilde nasıl çıkarırsın? Bir çeşit hile var mı?
- How do you take off the shell of a boiled egg cleanly? Is there some sort of trick?
Bütün bagajımızı tasnif etmek uzun bir süre aldı.
- It took quite a while to sort out all our luggage.
Tom bir çocuk olarak hayli utangaçtı.
- Tom was sort of shy as a kid.
I will sort him out if he goes on bothering my girlfriend.
Biz ne tür bir tehlikedeyiz?
- What sort of danger are we in?
Bu tür iş çok sabır gerektirir.
- This sort of work calls for a lot of patience.
Ben bir nevi Tom'a aşık oldum.
- I sort of had a crush on Tom.
Ben onun tamamına sıralanmış olarak sahibim.
- I've got it all sorted.
İsimler alfabetik olarak sıralanır.
- The names are sorted alphabetically.
O, evrakları sınıflandırmayı bitirdi.
- He finished sorting the papers.
Ben onun tamamına sıralanmış olarak sahibim.
- I've got it all sorted.
I had a sort of my cupboard.
This guy's a decent sort.
It sort of makes sense the way he explains it, but I still don't really understand.
John took a week off work to sort himself out.
Give me a few minutes to sort myself out and I'll be with you.
It's a bit confused at the moment, I'll try to sort it out later.
They've already sorted out the students in group A, so we just need to worry about groups B and C.
The computer won't let me delete that file; could you sort it out?.
If you do that again, I'll soon sort you out.
Could you sort out your wardrobe and put the clothes you no longer use in one pile to give away and another to throw away?.
Vicky sat down and sorted through the files.
The copy sort results showed few people noticed the company name at the end of the commercial.
Results of the copy sort were more meaningful after we saw the Picture Sorts results.
Vnto that Elfin knight he bad him fly, / Where he slept soundly void of euill thought, / And with false shewes abuse his fantasy, / In sort as he him schooled priuily .
Sorted for e’s and whizz (song and album by UK band Pulp).
I have to get my life sorted.
a sorted list of numbers.
... songwriting. And that was, has that process that you sort of talked about earlier, has ...
... [ Applause ] >>Kevin Allocca: Do you have, like, any sort ...