sorma

listen to the pronunciation of sorma
Türkçe - İngilizce
{i} asking

As soon as I entered the class, the students started asking questions. - Öğrenciler sorular sormaya başladığında sınıfa henüz girmiştim.

John helped himself to several pieces of pie without asking. - John sormadan birkaç adet pastayı kendisi aldı.

inquiring
questlon
sormak
{f} ask

I want to ask them when their wedding day is. - Ben onlara düğün günlerinin ne zaman olduğunu sormak istiyorum.

The pupil held up his hand to ask a question. - Öğrenci bir soru sormak için elini kaldırdı.

soru sorma
interrogation
soru sorma korkusu
(Tıp) askophobia
sormak
inquire

I am writing to inquire whether you have any positions available. - Herhangi bir mevcut pozisyonunuz olup olmadığını sormak için yazıyorum.

I would like to inquire about your services and prices. - Hizmetleriniz ve ücretleriniz hakkında soru sormak istiyorum.

sormak
{f} enquire
bana sorma
don't ask me
sor
(Bilgisayar) prompt

His curiosity prompted him to ask questions. - Onun merakı onu sorular sormaya teşvik etti.

Prompt action prevents trouble in the future. - Zamanında yapılan eylem gelecekteki sorunu engeller.

sormak
inquire about

I would like to inquire about your services and prices. - Hizmetleriniz ve ücretleriniz hakkında soru sormak istiyorum.

sormak
put

If you want to ask a question, please put your hand up. - Soru sormak istiyorsanız lütfen elinizi kaldırın.

She put up her hand to ask a question. - Bir soru sormak için elini kaldırdı.

sormak
consult
sormak
inquire of
sor
{f} asked

I asked him what his name was. - Ona adının ne olduğunu sordum.

I asked a policeman for directions. - Polise yol tarifi sordum.

sor
{f} inquiring

The police were inquiring into the suspect's past. - Polis şüphelinin geçmişini soruşturuyordu.

Tom looked at Mary inquiringly. - Tom Mary'ye sorgulayarak baktı.

sor
{f} asking

As soon as I entered the class, the students started asking questions. - Öğrenciler sorular sormaya başladığında sınıfa henüz girmiştim.

I had scarcely entered the class before the students started asking questions. - Sınıfa girer girmez öğrenciler sorular sormaya başladı.

sor
inquire of
sor
ask

He asked her where she lived. - O, ona nerede yaşadığını sordu.

Ask a six-year-old, not a sixty-year-old. - Altı yaşındaki birine sorun, altmış yaşındaki birine değil.

sormak
query
sormak
seek
sormak
asked

Would you mind if I asked you a question about Tom? - Sakıncası yoksa sana Tom hakkında bir soru sormak istiyorum.

Tom eventually asked the question he came here to ask. - Tom sonunda sormak için buraya geldiği soruyu sordu.

kimlik sorma
challenge
parola sorma
challenge
sormak
to suck; to slurp
sormak
ask about

I went to the hospital to ask about his health. - Onun sağlığını sormak için hastaneye gittim.

The workers came to ask about their pay raises. - İşçiler maaş artışlarını sormak için geldi.

sormak
demand
sormak
to ask, to query; to ask about; to inquire
sormak
pose
sormak
propose
sormak
poser
sormak
speer
sormak
assume

I assume you're here to ask me about Tom. - Sanırım bana Tom hakkında soru sormak için buradasın.

çok soru sorma
inquisitiveness
üzümü/ünü ye de bağını sorma
(Atasözü) Just enjoy it and don't worry about where it came from
üzümünü ye bağını sorma
don't look a gift horse in the mouth
İngilizce - İngilizce

sorma teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

sor
Statutory Orders and Regulations
sor
Statement of Requirements A phrase used in tenders to specify exactly what is needed
sor
Statement of Requirements
sor
Source of Repair CN - Contractor OO - Hill AFB, Ogden UT, OO/ALC SA - Kelly AFB, San Antonio TX, SA/ALC SM - McClellan AFB, Sacremento CA, SM/ALC WR - Warner-Robins AFB, Warner-Robins GA -->
sor
the Statement of Requirement, also known as SOW, describes the procurement deliverables
Türkçe - Türkçe
Sormak işi
Sormak
(Osmanlı Dönemi) TEFTİŞ
Sormak
sual etmek
sormak
Birine soru yönelterek herhangi bir konuda ondan bilgi istemek, sual etmek: "Hastanenin nöbetçi doktoru yok mu? diye soruyorum."- R. N. Güntekin
sormak
Bir işin sorumluluğu kendisinde olmak, bir işten sorumlu bulunmak
sormak
Sorumak , emmek
sormak
Birine soru yönelterek herhangi bir konuda ondan bilgi istemek, sual etmek
İngilizce - Türkçe

sorma teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

SOR
(Askeri) ihtiyacın beyanı (statement of requirement)
sorma