During the interrogation, Fadil appeared to be ready and willing to answer any question.
- Sorgulama sırasında, Fadıl herhangi bir soruyu cevaplamaya hazır ve istekli görünüyordu.
Tom opened the door to the interrogation room.
- Tom sorgu odasına giden kapıyı açtı.
Why are you questioning us?
- Neden bizi sorguluyorsun?
Are you questioning my authority?
- Otoritemi mi sorguluyorsun?
Some board members questioned his ability to run the corporation.
- Bazı yönetim kurulu üyeleri onun şirketi işletme yeteneğini sorguladı.
I would never question his honesty.
- Onun dürüstlüğünü asla sorgulamadım.