sooner or later

listen to the pronunciation of sooner or later
İngilizce - Türkçe
eninde sonunda
nasıl olsa
erken veya geç
er veya geç
er yada geç
er ya da geç
er geç

Er geç geri döneceğini biliyordum. - I knew you'd come back sooner or later.

O er geç ortaya çıkacak. - Sooner or later, she will appear.

evvel ve ahir
eventually
sonunda

Onların tartışması sonunda berabere bitti. - Their argument eventually ended in a draw.

Her zaman Tom ve Mary'nin sonunda evleneceklerini düşündüm. - I always thought that Tom and Mary would eventually get married.

eventually
en sonunda

Polis en sonunda Tom'u yakaladı. - The police eventually arrested Tom.

Fadıl en sonunda İslam'a geçti. - Fadil eventually converted to Islam.

eventually
neticede
eventually
sonuç olarak

Tom sonuç olarak yapmasını istediğimiz her şeyi yaptı. - Tom eventually did everything we asked him to do.

eventually
nihayet

Tom nihayet Boston'dan ayrıldı. - Tom eventually left Boston.

Sekiz ay sonra, nihayet gene kızlarla çıkmaya başladı. - After eight months, he eventually started dating girls again.

eventually
sonuçta

Tom'un sonuçta Mary'ye elmas bir yüzük alması için yeterli parası olmalıydı. - Tom should eventually have enough money to buy Mary a diamond ring.

Sonuçta, o şiddet suçu sebebiyle beş yıl hapis yatmıştı. - Eventually, he was sentenced to five years in prison for the violent crime.

İngilizce - İngilizce
Eventually, at some undetermined point in the not-too-distant future

He’ll turn up sooner or later.

eventually
within an indefinite time or at an unspecified future time; "he will understand eventually"; "he longed for the flowers that were yet to show themselves"; "sooner or later you will have to face the facts"; "in time they came to accept the harsh reality"
sooner or later