soon; later; when it becomes convenient

listen to the pronunciation of soon; later; when it becomes convenient
İngilizce - Türkçe

soon; later; when it becomes convenient teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

directly
doğrudan

Tom'la doğrudan temas kurulabilir. - Tom can be contacted directly.

Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir. - Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives.

directly
doğrudan doğruya

Çıplak gözle ya da dürbün ya da teleskop gibi herhangi bir aletle doğrudan doğruya güneşe bakmamalısın. - You should never look directly at the Sun with the naked eye or through any instrument such as binoculars or a telescope.

Bu cümleler doğrudan doğruya bağlantılı değildir. - These sentences are not directly linked.

directly
düpedüz
directly
-er -mez
directly
derhal
directly
hemen
directly
direkt olarak,ıf.-de doğrudan: prep.doğrudan
directly
zaman hemen
directly
dosdoğru
directly
(Biyoloji) direkt olarak

Tom'la direkt olarak konuşmadım. - I didn't speak with Tom directly.

Lütfen patates cipslerini kaseye koy. Onları direkt olarak torbadan yeme. - Please put the potato chips in the bowl. Don't eat them directly from the bag.

directly
açıkça
directly
anlaşılır biçimde
directly
doğruca

Tom doğruca musluktan içiyor. - Tom is drinking directly from the faucet.

Tom eve varır varmaz doğruca odasına gitti. - Tom went directly to his room as soon as he got home.

directly
yapar yapmaz
İngilizce - İngilizce
directly
soon; later; when it becomes convenient