sonuna kadar

listen to the pronunciation of sonuna kadar
Türkçe - İngilizce
end

You don't have to stay to the end. - Sonuna kadar kalmak zorunda değilsiniz.

We disputed the victory to the end. - Zaferi sonuna kadar tartıştık.

to the last, till the last
to the bitter end

Whatever happens, I'll stick to my principles to the bitter end. - Ne olursa olsun sonuna kadar ilkelerime bağlı kalacağım.

Laugh as much as you like; I'll stick to my plan to the bitter end. - İstediğin kadar gül; ben sonuna kadar planıma sadık kalacağım.

up to the end
full blast
by the end

The boss told his secretary to come up with a good idea by the end of the week. - Patron sekreterine hafta sonuna kadar iyi bir fikirle gelmesini söyledi.

Tom can expect to hear from us by the end of the month. - Tom gelecek ayın sonuna kadar bizden haber almayı bekleyebilir.

to the end

You must carry the task through to the end. - Sonuna kadar görevi taşımalısın.

We disputed the victory to the end. - Zaferi sonuna kadar tartıştık.

till the last
to the full extent
to the last
end-up
until end
up end
until the end
to the utmost
with one's back to the wall
up against the wall
sonuna kadar açık
wide open

Keep your eyes wide open before marriage and half shut afterwards. - Evlenmeden önce gözlerinizi sonuna kadar açık tutun ve daha sonra yarı kapalı tutun.

The front door was wide open. - Ön kapı sonuna kadar açıktı.

sonuna kadar dayanmak
stick it out
sonuna kadar dayanmak
go through with it
sonuna kadar devam eden kimse
stayer
sonuna kadar direnme
perseverance

In all cases, love is perseverance. - Her durumda, sevgi sonuna kadar direnmedir.

sonuna kadar direnmek
face it out
sonuna kadar gitmek
stick it
sonuna kadar kullanmak
make the best of
sonuna kadar oturmak
sit out
başından sonuna kadar
all the way
yolun sonuna kadar
all the way
gücümün sonuna kadar
to the utmost of my powers
işi sonuna kadar götüren kimse
wholehogger
işin verilen sürenin sonuna kadar süreceği teorisi
Parkinson's law
Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) ilâ âhir
sonuna kadar