sonra

listen to the pronunciation of sonra
Türkçe - İngilizce
after

I often play tennis after school. - Okuldan sonra sıklıkla tenis oynarım.

In the first years that Coca-Cola was produced, it contained cocaine. In 1914, cocaine was classified as a narcotic, after which they used caffeine instead of cocaine in the production of Coca-Cola. - Coca-Cola'nın üretildiği ilk yıllarda, o kokain içeriyordu. 1914'te, kokain bir uyuşturucu olarak gruplandırıldı ve sonra Coca-Cola'nın üretimi için kokain yerine kafein kullandılar.

later

He returned home three hours later. - Üç saat sonra eve geri döndü.

Could you call me later? - Beni daha sonra arar mısınız?

afterward

Keep your eyes wide open before marriage, half shut afterwards. - Evlenmeden önce gözlerinizi tam açın, daha sonra yarı kapatın.

If you want to have parties in my house, clean up everything afterwards, and don't break anything, or else pay for the damage. - Benim evimde partiler vermek istiyorsanız, daha sonra her şeyi temizleyin ve bir şey kırmayın, ya da zarar için ödeme yapın.

then

If an Icelandic sentence has a translation in English, and the English sentence has a translation in Swahili, then indirectly, this will provide a Swahili translation for the Icelandic sentence. - İzlandaca bir cümlenin İngilizce bir çevirisi varsa ve İngilizce cümlenin Svahilice bir çevirisi varsa, daha sonra bu, dolaylı olarak İzlandaca cümle için Svahilice bir çeviri sağlayacaktır.

But then he fell in love with Jane Wilde, a student studying languages in London. - Ama sonra o Londra'da dilleri çalışan bir öğrenci olan Jane Wilde'a aşık oldu.

afterwards

Afterwards, he assumed a new identity. - Daha sonra, yeni bir kimlik üstlendiler.

I'll explain afterwards. - Daha sonra açıklayacağım.

post

The book was published posthumously. - Bu kitap, ölümünden sonra yayımlandı.

Osteoporosis is more common in advanced age, and is often a concern for post-menopausal women. - Osteoporoz ileri yaşlarda daha yaygındır ve genellikle menopoz sonrası kadınlar için bir sorundur.

otherwise

Don't waste your youth, otherwise you'll regret it later. - Gençliğini boş harcama, aksi durumda daha sonra pişman olursun.

forth
in
(İnşaat) sonar
and later

She looked like a teacher, and later I found that she actually is one. - O bir öğretmene benziyordu ve sonra aslında onun bir öğretmen olduğunu keşfettim.

in future
post-

In the post-War period, up until 1975, Emperor Showa prayed at the Yasukuni Shrine a total of 8 times. - Savaş sonrası dönemde, İmparator Showa 1975 yılına kadar Yasukuni Tapınağında toplam 8 kez dua etti.

Osteoporosis is more common in advanced age, and is often a concern for post-menopausal women. - Osteoporoz ileri yaşlarda daha yaygındır ve genellikle menopoz sonrası kadınlar için bir sorundur.

epi-
then by
onwards
what follows, the rest: İşin sonrası kolay. The rest of the job's easy
subsequent to
after: ondan sonra after that
subsequently

Could an almighty god create a stone that he would not be able to subsequently lift? - Yüce Allah sonradan kaldıramayacağı bir taş yaratabildi mi?

Sami was subsequently murdered. - Sami daha sonra öldürüldü.

sequel
otherwise, or else
later, afterwards, then
thereafter
after; afterwards; later; then; in future; otherwise
following

Following the accident he recovered quickly. - Kazadan sonra o çabucak iyileşti.

Parts of the city looked like a disaster zone following the storm. - Fırtınadan sonra şehrin bazı kısımları afet alanı gibiydi.

a later time: Bunu sonraya bırakmalı. This ought to be left for a later time
since

After the operation I was happy, since I managed to eliminate the cancer. - Kanserden kurtulduğum için, ameliyattan sonra mutluydum.

Since my husband became sick he's lost as much as 20 kilograms and his pants are now baggy. - Kocam hasta olduktan sonra 20 kilo kadar verdi ve şu anda pantolonu bol geliyor.

{f} next

What happened next, I don't know. - Daha sonra ne oldu bilmiyorum.

What time does the next train leave? - Sonraki tren ne zaman ayrılacak?

and

The water pipes froze and then burst. - Su boruları dondu ve sonra patladı.

Dima slept with 25 men in one night and then killed them. - Dima bir gecede 25 adamla yattı ve sonra onları öldürdü.

the then
after it
epi
sonra gelen
latter
sonra boşluk
(Bilgisayar) space after
sonra değil
(Bilgisayar) not after
sonra ekle
(Bilgisayar) add after
sonra gelen
subsequent
Sonra görüşürüz
See you later
sonra almak
get after
sonra cevaplamak
answer later
sonra devam et
(Bilgisayar) continue later
sonra gelen
posterior
sonra gelen
following
sonra gelen
after

The calm that comes after the storm. - Fırtınadan sonra gelen sakinlik.

sonra gelen yemek
remove
sonra gelende
in what follows
sonra gelmek
be posterior to
sonra gelmek
follow
sonra gelmek
come second
sonra gelmek
succeed
sonra konuşuruz
ttyl (talk to you later)
sonra olmak
supervene
sonra temin edilecek
(Askeri) to be supplied later
sonra yükselt
(Bilgisayar) upgrade later
sonra ödenebilir
(Ticaret) payable to later
bundan sonra
from now on

You must be careful from now on. - Bundan sonra dikkatli olmalısın.

From now on, I will not use that word. - Bundan sonra, ben o kelimeyi kullanmayacağım.

öldükten sonra gerçekleşen
posthumous
ondan sonra
afterwards
bir sonra
next

When is the next guided tour? - Bir sonraki rehberli tur saat kaçta?

I think we get off at the next stop. - Sanırım bir sonraki durakta ineceğiz.

bir süre sonra
in time
bundan sonra
1. after this. 2. henceforth, from now on
bundan sonra
in future
bundan sonra
after that

I can't remember what happened after that. - Bundan sonra ne olduğunu hatırlayamıyorum.

Tom was never the same after that. - Tom bundan sonra asla aynı olmadı.

daha sonra
afterwards

I'll explain afterwards. - Daha sonra açıklayacağım.

If you want to have parties in my house, clean up everything afterwards, and don't break anything, or else pay for the damage. - Benim evimde partiler vermek istiyorsanız, daha sonra her şeyi temizleyin ve bir şey kırmayın, ya da zarar için ödeme yapın.

daha sonra
subsequently

Tom was subsequently arrested. - Tom daha sonra tutuklandı.

Sami was subsequently murdered. - Sami daha sonra öldürüldü.

daha sonra
1. later; after. 2. afterwards
daha sonra
later

One more person will be joining us later. - Daha sonra bir kişi daha bize katılıyor olacak.

Let me call you back later, OK? - Seni daha sonra tekrar arayayım,tamam mı?

daha sonra
next

I am uncertain when he will come next. - Ben onun daha sonra ne zaman geleceğini bilmiyorum.

What happened next, I don't know. - Daha sonra ne oldu bilmiyorum.

daha sonra
then

Then I'll come again later. - Öyleyse daha sonra tekrar geleceğim.

I'll tell him so then. - Ben ona daha sonra söylerim.

dün öğleden sonra
yesterday afternoon
ondan sonra
then

All right. I'll translate another fifteen sentences in German, and then leave. - Pekâlâ. Diğer on beş Almanca cümleyi tercüme edip, ondan sonra ayrılacağım.

After that, I left, but then I realized that I forgot my backpack at their house. - Ondan sonra, ayrıldım ama onların evinde çantamı unuttuğumu fark ettim.

ondan sonra
after that

I didn't meet him again after that. - Ondan sonra bir daha onunla karşılaşmadım.

He led a hard life after that. - O, ondan sonra zor bir hayat sürdü.

öldükten sonra yeniden canlanma
resuscitation
biraz sonra
after a while

After a while, the children settled down. - Biraz sonra çocuklar sakinleşti.

biraz sonra
dra
bundan böyle bundan sonra
from this time forth
bundan sonra
(Kanun) hereinafter
bundan sonra
thereafter
bundan sonra
next

I don't know what I'm going to do next. - Bundan sonra ne yapacağımı bilmiyorum.

Prince Charles will be the next British king. - Prens Charles bundan sonraki İngiliz kralı olacak.

bundan sonra
anymore

I won't talk to you anymore. - Seninle bundan sonra konuşmayacağım.

Tom became aware that he was no longer alone anymore. - Tom bundan sonra artık yalnız olmadığının farkında oldu.

bundan sonra
hereupon
bundan sonra
henceforth

Due to a technical malfunction, this train's service will be henceforth discontinued. - Teknik bir arıza nedeniyle, bu trenin hizmeti bundan sonra devam etmeyecektir.

bundan sonra
after this

We have another test after this one. - Bundan sonra bir testimiz daha var.

What do we do after this? - Bundan sonra ne yaparız?

bundan sonra
from now onward
bundan sonra
henceforward
bundan sonra
henceforwards
daha sonra
thereafter
daha sonra
then by
neden sonra
long afterwards
cemaatin papazdan sonra tekrarladığı ilâhi
response
sonra gelen
sequent
40 yıl sonra
forty years later
40 yıl sonra
40 years later
Araba devrildikten sonra yol gösteren çok olur
(Atasözü) It is easy to be wise after the event
Fırtınadan sonra mayna olur
(Atasözü) After a storm comes a calm
an sonra
After an
belli yaştan sonra
after a certain age
bittikten sonra yine biten ot
Once again, the grass bit
bu günden sonra gelecek ilk gün
The first day will come after this day
dakika sonra
minutes later
ekin biçildikten sonra tarlada kalan köklü sap
rooted in the field after harvesting the stem
islamiyetten sonra gelişen farsça
Islam, which developed after the Persian
kısa süre sonra
Shortly after
milattan sonra
A.D. Anna Domini, after the birth of Crist
yıllar sonra
After years
çocuğa iş ver sonra peşinden git
(Atasözü) Call a dog and bark yourself
öldükten sonra
after death
önce can sonra canan
(Atasözü) Charity begins at home
Felaket safhası: Alarm safhasından sonra gerekli usuller icra edildikten sonra i
(Askeri) distress phase (ICAO)
akşamdan sonra merhaba
(Konuşma Dili) You're too late. Why didn't you say it at the time?
ama sonra
but then

The regulation was abolished, but then it was reenacted. - Düzenleme kaldırıldı ama sonra yeniden yürürlüğe kondu.

But then he fell in love with Jane Wilde, a student studying languages in London. - Ama sonra o Londra'da dilleri çalışan bir öğrenci olan Jane Wilde'a aşık oldu.

at çalındıktan sonra ahırın kapısını kapamak
to lock the barn door after the horse is stolen
ateşlemeden sonra kilitleme
(Askeri) lock-on after launch
az sonra
shortly after

Tom arrived shortly after Mary left. - Tom Mary gittikten az sonra geldi.

Tom got here shortly after 2:30. - Tom 2.30'dan az sonra buraya geldi.

az sonra
presently
az sonra
soon, shortly, by and by
az sonra
soon after

I am planning to book my flights to Berlin soon after. - Az sonra Berlin'e uçuş rezervasyonumu yaptırmayı planlıyorum.

babasının ölümünden sonra doğan
posthumous
biraz sonra
a little later, soon
biraz sonra
soon

I'm leaving soon because my bus goes in half an hour. - Biraz sonra gidiyorum çünkü otobüsüm yarım saat içinde hareket ediyor.

Soon the sound died away. - Ses biraz sonra kayboldu.

bitirildikten sonra
on completion of
bundan sonra
from now on, in future
bundan sonra
whereupon
bundan sonra yıllarca
for years after
buradan sonra kaç durak var
How many stops from here
bütün olan bitenden sonra
after all
daha sonra
subsequent to
daha sonra
after

After that he began to enjoy life again and gradually recovered. - Daha sonra hayattan yeniden zevk almaya başladı ve gitgide iyileşti.

You speak first; I will speak after. - Önce sen konuş, ben daha sonra konuşacağım.

daha sonra
afterward

Violence increased soon afterward. - Şiddet daha sonra arttı.

I know you want to marry me now, but don't you think you'll have second thoughts afterward? - Ben, şimdi benimle evlenmek istediğini biliyorum, ama siz daha sonra ikinci düşüncelere sahip olacağınızı düşünmüyor musunuz?

daha sonra
later, afterwards, later on, then
daha sonra
by and by
daha sonra
later on

I will telephone you later on. - Daha sonra sana telefon edeceğim.

I'll let you know all about it later on. - Onun hakkında her şeyi daha sonra sana bildireceğim.

daha sonra aramak
get back to sb
daha sonra aramak
phone (somebody) back
daha sonra aramak
call (somebody) back
daha sonra devam et
(Bilgisayar) continue later
daha sonra ekle
(Bilgisayar) add later
daha sonra gönder
(Bilgisayar) send later
daha sonra görüşmek üzere
See you later
daha sonra göster
(Bilgisayar) show me later
daha sonra katılım
(Hukuk) later participation
daha sonra kur
install later
daha sonra tekrar geleceğim
I will come back later
daha sonra yeniden deneyin
(Bilgisayar) retry later
daha sonra yükle
(Bilgisayar) install later
daha sonra ödeyebilir miyim
Can I pay later
den sonra
after
dikten sonra
after
en sonra
last of all
eve hırsız girdikten sonra kapıya kilit takmak
to lock the barn door after the horse is stolen
evvel Allah, sonra sizin sayenizde
By God's grace, then by your help!
grizu patlamasından sonra kalan zehirli gaz
afterdamp
günler sonra
day after day
hakkını daha sonra kullanabilmek
take a rain check on
hakkını daha sonra kullanma hakkı
rain check
hasattan sonra büyüyen otlar
aftergrass
hasattan sonra çıkan otlar
aftermath
hemen sonra
eftsoon
hemen sonra
(deyim) after a bit
hemen sonra
1. immediately afterwards. 2. immediately after, right after
hemen sonra
shortly after

The party began shortly after midnight. - Parti gece yarısından hemen sonra başladı.

Tom remarried shortly after his wife's death. - Tom karısının ölümünden hemen sonra yeniden evlendi.

iki hafta sonra bugün
this day fortnight
ikindiden sonra dükkân açmak
to start doing something rather late, start something rather late in the day
indirimde kalmayan malı daha sonra alabilme hakkı
rain check
isabetten bir süre sonra patlayan bomba
delayed action bomb
iyice düşündükten sonra
on second thoughts
iç savaştan sonra güney amerika'ya giden kimse
carpet bagger
iş işten geçtikten sonra akıl verme
wiser after the event
komisyona danıştıktan sonra
(Hukuk) after consulting the commission
kâğıtlar dağıtıldıktan sonra kalan kartlar
talon
kırkından sonra azanı teneşir paklar/ından sonra azana çare bulunmaz
(Atasözü) If a middle-aged man starts acting like a randy young buck, it won't be long until he kicks the bucket
kırkından sonra azmak
to start behaving like a randy young buck after one has reached middle age
kırkından sonra saz çalmak
to take up something rather late in life
mağazalar saat ikiden sonra kapalı
The shops are closed after two p.m
mesai saatinden sonra
(Ticaret) after hours
milattan sonra
A.D., anno Domini
milattan sonra
after Christ, D.C
milattan sonra
anno Domini
milattan sonra
after Christ
milâttan sonra
A.D
ondan sonra
then, thereafter
ondan sonra
thereafter
ondan sonra
whereupon
pikeden sonra doğrulmak
(uçak) flatten out
piskopostan sonra gelen papaz
presbyter
protesto ettikten sonra kabul etme
(senet) supraprotest
sizi sonra tekrar arayacağım
I'll call again later
sonra gelen
seq
sonra gelen
folowing
sürgünden sonra dağılmış yahudi
Diaspora
takipten sonra bulmak
hound down
tekerlek kırıldıktan sonra yol gösteren çok olur
(Atasözü) People are always most eager to offer you advice when it's too late
top sektikten sonra yapılan vuruş
drop kick
vade geçtikten sonra
(Ticaret) after date
vasiyetin paylaşımından sonra kalan parça
residue
yahudilerin sürgünden sonra dünyaya yayılması
Diaspora
yarından sonra almam gerekiyor
I need them the day after tomorrow
yazar öldükten sonra eserleriyle ilgilenen kimse
literary executor
yazarın ölümünden sonra basılan eserleri
literary remains
yağın eritilmesinden sonra kalan kıkırdak
scraps
yemekten sonra
after meals
çok sonra
long after
öldükten sonra kazanılan ün
posthumous fame
öldükten sonra olan
posthumous
öldükten sonra vücudun katılaşması
rigor mortis
öldükten sonra yapılan
post mortem
ölümünden sonra yayınlanan
posthumous
önce düşün, sonra söyle
(Atasözü) Think before you speak
önce iğneyi kendine batır, sonra çuvaldızı ele
(Atasözü) Before you do or say something unpleasant to someone else, think of how you'd feel if something similar were done or said to you
önceki yürütmeden sonra
(Bilgisayar) after previous event
öğleden sonra
post meridiem
öğleden sonra
in the afternoon
öğleden sonra
in the afternoon, p.m
öğleden sonra
pip emma
İsa'dan sonra
anno Domini
şimdiden sonra
henceforward, henceforth
şimdiden sonra henceforth
from now on
Türkçe - Türkçe
Makam, sıra, değer ve önemde arkada oluşu bildirir: "Evvela arabada, sonra sundurmada uyuyup dinlendiğime fena etmiştim."- R. N. Güntekin
Makam, sıra, değer ve önemde arkada oluşu bildirir
Yoksa, aksi hâlde
Daha uzak ve ileri bir yerde: "Bahçeden sonra geriye dönerek biraz da sokaklarda dolaştık."- R. N. Güntekin
Arkadan gelen bölüm veya zaman
Daha uzak ve ileri bir yerde
Daha ileri bir zamanda, müteakiben: "Hadi sen git yağmur bastırmadan ben sonra gelirim."- A. İlhan
Daha ileri bir zamanda, müteakiben
(Osmanlı Dönemi) BA'DE
(Osmanlı Dönemi) sümme
müteakip
milattan sonra
Milâdî tarih başlangıcından bu yana sayılan yıllara göre belirtilen tarih (kısaltılmış biçimde: M. S.)
neden sonra
Aradan bir hayli zaman geçince
neden sonra
İş işten geçtikten sonra
sonra