sonbahar

listen to the pronunciation of sonbahar
Türkçe - İngilizce
fall

I prefer spring to fall. - İlkbaharı sonbahara tercih ederim.

Oddly, I've been watching a lot of telenovelas this fall. - Gariptir, bu sonbaharda çok sayıda pembe dizi izliyorum.

autumn

The autumn was long and mild. - Sonbahar uzun ve ılımandı.

Paris is best in autumn. - Paris sonbaharda en iyidir.

autumnal

It has become quite autumnal. - Hava oldukça sonbahar oldu.

The hill glows with autumnal colors. - Tepe sonbahar renkleri ile parlıyor.

fall, autumn
sonbahar mevsimi
autumn
sonbahar modası
(Tekstil) autumn fashion
sonbahar yavrusu
(Denizbilim) autumn fry
sonbahar ağacı
autumn timber
sonbahar bülteni
(Bilgisayar) fall newsletter
sonbahar ekinoksu
autumnal equinox
sonbahar hastalığı
(Denizbilim) autumn sickness
sonbahar karışımı
(Denizbilim) fall turnover
sonbahar karışımı
(Denizbilim) autumn turnover
sonbahar karışımı
(Denizbilim) fall overturn
sonbahar kenar çubuğu
(Bilgisayar) fall sidebar
sonbahar künyesi
(Bilgisayar) fall masthead
sonbahar merası
(Tarım) fall range
sonbahar noktası
autumnal equinox
sonbahar odunu
(Botanik, Bitkibilim) autumnal wood
sonbahar rüzgarı
(Askeri) fall wind
sonbahar sulaması
fall irrigation
sonbahar tanıtım kutusu
(Bilgisayar) fall pull quote
sonbahar web sitesi
(Bilgisayar) fall web site
sonbaharlar
autumns
Türkçe - Türkçe
Güz: "Sonbahar yağmurlarından sonra güneşli, sıcak, güzel bir gün."- M. Ş. Esendal
Güz

Hayat yaz çiçekleri, ölüm de güz yaprakları gibi güzel olsun. - Yaşam yaz çiçekleri, ölüm de sonbahar yaprakları kadar güzel olsun.

Senede dört mevsim vardır: Bahar, yaz, güz ve kış. - Bir yılda dört mevsim vardır: İlkbahar, yaz, sonbahar ve kış.

(Adlar, İsimler) mihrican
bağbozumu
(Osmanlı Dönemi) KÖHNEBAHAR
payız
kaç
sonbahar