Küçük erkek kardeşim televizyon izliyor.
- My little brother is watching television.
Erkek kardeşim, ben kadar büyük.
- My brother is as large as I.
Küçük erkek kardeşim televizyon izliyor.
- My little brother is watching TV.
O Taro'nun erkek kardeşi.
- He is Taro's brother.
O benim kız kardeşimin kocası. O benim kayınbiraderim.
- He's my sister's husband. He's my brother-in-law.
Kayınbiraderim geçen çarşamba vefat etti.
- My brother-in-law passed away last Wednesday.
Erkek kardeşler gibi birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz, ya da aptallar gibi birlikte öleceğiz.
- We must learn to live together as brothers, or we will perish together as fools.
Beş kardeş çiftlikte birlikte çalıştı.
- Five brothers worked together on the farm.
My parents love me and my younger brother equally, even though he is adopted.