something that is taken

listen to the pronunciation of something that is taken
İngilizce - Türkçe

something that is taken teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

take
almak

Yeni bir yere alışmak her zaman zaman almaktadır. - It always takes time to get used to a new place.

Otobüs yolcuları almak için durdu. - The bus stopped to take up passengers.

take
{f} götürmek

25 Ocaktan önce kütüphane kitaplarımı geri götürmek zorundayım. - I've got to take my library books back before January 25th.

Adam beni istasyona götürmek için zahmet etti. - The man went out of his way to take me to the station.

take
{f} icap etmek
take
düşünce

what's your take? / what's your opinion? / what do you think? - Senin düşüncen/fikrin nedir?.

Hayatı son sürat yaşamam için bu faydasız düşünceleri bırakmam gerek. - I need to drop these useless perceptions to take full throttle over my life.

Lütfen ilk mesajıma bir göz atın ve bu konudaki düşüncelerinizi bana bildirin. - Please, take a look at my first post and let me know what you think about it.

take
{f} hissetmek
take
götür

Beni liderinize götürün. - Take me to your leader.

Yarın kitapları kütüphaneye götüreceğim. - Tomorrow, I'll take the books to the library.

take
ahzetmek
take
kandırmak
take
çatmak
take
aşırmak
take
hasılat
take
gerektirmek
take
kazanmak

Kazanmak için ne gerekiyorsa yapacağım. - I'll do whatever it takes to win.

Kazanmak için ne gerektiğini biliyorum. - I know what it takes to win.

take
(içine) almak
take
istemek
take
{f} yapmak

Tango yapmak iki kişi gerektirir. - It takes two to tango.

Ben bir banyo yapmak istiyorum. - I want to take a bath.

take
{f} ölçmek

Ben senin ateşini ölçmek istiyorum. - I want to take your temperature.

take
{i} reaksiyon

Bir kimyasal reaksiyon bir veya daha fazla adımda gerçekleşir. - A chemical reaction takes place in one or more steps.

take
{f} tahammül etmek
take
{f} kaplamak
İngilizce - İngilizce
take
something that is taken

    Heceleme

    some·thing that I·s tak·en

    Türkçe nasıl söylenir

    sʌmthîng dhıt îz teykın

    Telaffuz

    /ˈsəmᴛʜəɴɢ ᴛʜət əz ˈtākən/ /ˈsʌmθɪŋ ðət ɪz ˈteɪkən/