İngilizceni geliştirdin.
- You've improved your English.
Bilgisayarlar sürekli geliştiriliyorlar.
- Computers are constantly being improved.
Gelişmiş tıbbi teknoloji, uzay programının yan ürünlerinden biri oldu.
- Improved medical technology has been one of the spin-offs of the space program.
Yine de, işler gerçekten gelişmiş değil.
- Still, things haven't really improved.