Bu, haber ve reklam arasındaki çizgiyi bulanıklaştırır.
- This blurs the line between news and advertising.
Uzak şeyler bulanık görünür.
- Distant things look blurred.
Bu fotoğraf çok bulanık. Yüzünü ayırt edemiyorum.
- This photo is too blurry. I can't make out your face.