Eyfel Kulesi, Louvre Müzesi ile aynı şehirdedir.
- The Eiffel Tower is in the same city as the Louvre Museum.
Ana ve çocuk özel ihtimam ve yardım görmek hakkını haizdir. Bütün çocuklar, evlilik içinde veya dışında doğsunlar, aynı sosyal korunmadan faydalanırlar.
- Motherhood and childhood are entitled to special care and assistance. All children, whether born in or out of wedlock, shall enjoy the same social protection.
Ben hâlâ eskisi gibi aynı kişiyim.
- I'm still the same person I used to be.
Tom eskisi gibi aynı adam değil.
- Tom isn't the same man he used to be.
Bu iki şey benzer değil, onlar aynı!
- Those two aren't similar. They're the same.
Fazla kumar, uyuşturucu bağımlılığına benzer beyin değişimlerine neden olur.
- Excessive gambling causes the same brain changes as a drug addiction.
Yerinde olsam, böyle zor bir durumda aynı şeyi yaparım.
- If I were you, I would have done the same thing in such a difficult situation.
Aynı şeyi tekrar tekrar söylüyorum.
- I say the same thing over and over.
Tom tam olarak Mary gibi aynı şekilde hissediyor.
- Tom feels exactly the same way as Mary does.
Herkes aynı şekilde düşünüyor.
- Everyone thinks the same way.
Hep aynı dizeleri çalarsan monotonluk gelişir.
- Monotony develops when you harp on the same string.
Kardeşinin sözlüğünün aynısından bende de var.
- I have the same dictionary as your brother has.
Senin aldığın kameranın aynısını aldım.
- I have bought the same camera as you have.
You two are just the same.