someone who pays a visit to a specific place or event; a sightseer or tourist

listen to the pronunciation of someone who pays a visit to a specific place or event; a sightseer or tourist
İngilizce - Türkçe

someone who pays a visit to a specific place or event; a sightseer or tourist teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

visitor
{i} ziyaretçi

O, 200 ziyaretçinin gelmesini bekliyor. - He looks forward to having 200 visitors.

Tom ve Mary bu akşam ziyaretçi bekliyorlar. - Tom and Mary are expecting visitors this evening.

visitor
{i} konuk

Konuklar ve fazla ev işi nedeniyle, çok hareketli bir hafta geçirdim. - What with the visitors and all the extra housework, I've had a very busy week.

visitor
(Askeri) ZİYARETÇİ: Bir proje üzerinde çalışmaların kara kuvvetleri hesabına yürütüldüğü bir devlet müessessi veya sivil müessese yada bölgeye kabul edilen şahıs. aşağıdaki şahıslar ziyaretçi telakki edilmez: a. proje ve imalatta çalışanlar. b. Proje ve imalatla direkt ilgili bulananlar. c. Kanuni olarak veya cumhurbaşkanlığı direktifleriyle iç güvenlik soruşturması yapma yetkisine sahip. Federal icra daireleri veya büroları temsilcileri. d. İsmen temsil edilmiş bazı temsilcilerin, Milli Savunma Bakanlığı müteahhitlerine ait tesisleri, kararlaştırılmış maksatlar dahilinde, ziyaretlerine izin verilmesi için Milli Savunma Bakanlığı ile anlaşma yapmış ve yürürlükte böyle bir anlaşması bulunan bazı federal daire ve büro temsilcileri
visitor
{i} misafir

Ziyaretçiler ve misafirlerimiz hoş karşılanıyor. - Visitors and guests are welcome.

visitor
{i} müfettiş
visitor
zair
visitor
(Ticaret) murakıp
visitor
göçmen kuş/ziyaretçi
visitor
ziyarete giden kimse
İngilizce - İngilizce
visitor
someone who pays a visit to a specific place or event; a sightseer or tourist

    Heceleme

    some·one who pays a vis·it to a spe·cif·ic place or event; a sightseer or tour·ist

    Telaffuz