Hiçbir şeye söz veremem fakat elimden geleni yapacağım.
- I can't promise anything, but I'll do my best.
O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
- That won't change anything.
O, onura her şeyden daha çok değer verir.
- He values honor above anything else.
Sen gerçekten iyi bir sekretersin. Her şeyle ilgilenmemiş olsaydın , ben hiçbir şey yapamazdım. Sen harikasın.
- You are a really good secretary. If you didn't take care of everything, I couldn't do anything. You are just great.
Ondan daha küçük herhangi bir şeyin yok mu?
- Don't you have anything smaller than that?
Eğer bir şeye ihtiyacın olursa haberim olsun.
- Let me know if you are in need of anything.
Senin için ne olsa yapmaya hazırım.
- I am quite willing to do anything for you.
Tom hiç bir şey yapmak istemiyor.
- Tom doesn't want to do anything at all.
Bu şimdiye kadar gördüğüm hiç bir şeye benzemiyor.
- That doesn't look like anything I've ever seen.