Öğrenci tüm problemleri daha önce çözdü.
- The student has already solved all the problems.
Bu problemler yakın gelecekte çözülmüş olacak.
- These problems will be solved in the near future.
Bu problemler yakın gelecekte çözülmüş olacak.
- These problems will be solved in the near future.
Bir bakıma, sorun çözülmüştür.
- As it were, the problem is solved.
Dick o problemi çözmek için boşuna çalıştı.
- Dick tried to solve the problem, in vain.
Polis, suçu çözmek için yola çıktı.
- The police set out to solve the crime.
Bir şeyi halletmek için en iyi metot bazen en basitidir.
- The best way to solve a problem is sometimes the simplest.
Bu sorunu halletmek zor.
- It is difficult to solve this problem.
Çözmesi zor bir problemdi.
- It was a difficult problem to solve.
Ben problemi kolaylıkla çözmene şaşırdım.
- I'm amazed by the ease with which you solve the problem.
Bu problemler yakın gelecekte çözülmüş olacak.
- These problems will be solved in the near future.
Allen'e çözülmesi imkânsız bir problem verilmişti.
- Allen was given a problem that was impossible to solve.
Bu sorunun çözülmesi için çok çaba harcanmalı.
- This problem requires a large effort to be solved.
Bu sorunun hala çözülmesi gerekiyor.
- This problem still needs to be solved.
Çoğu problem gibi bu da sonunda çözülür, sanırım.
- Like most problems, this will eventually be solved, I think.
Eğer kendi kendine yetmeyi vergiye tâbi yapmış olsalar, tüm ekonomik sorunlar çözülürdü.
- All economic problems would be solved, if they made complacency taxable.
... would suck if, basically, you solved this with nested if-then loops. It would be really ...
... We think we've solved this problem. ...