sokulmak

listen to the pronunciation of sokulmak
Türkçe - İngilizce
{f} snuggle

I just want to snuggle. - Sadece sokulmak istiyorum.

{f} sidle
put oneself forward
penetrate
nuzzle
come up
to be inserted in, be thrust in, be put in
edge
encroach
sidle up to
(for someone) to slip or squeeze into; to work one's way into; to insinuate oneself into
wriggle oneself into
worm one's way
to be let into (a place)
to be inserted, to be put in; to be let into; to snuggle, to creep
nestle
draw near
to be smuggled into (a place)
infiltrate
edge in
come close
creep
hug
to be let into
(Askeri) edge in with
be let into
let into
inserted
put in
filter
obtrude
sneak
gizlice sokulmak
stalk
sessizce sokulmak
sneak
sok
plugin
zorla sokulmak
obtrude
birbirine sokulmak
nestle
birbirine sokulmak
cuddle
sok
{f} sting

Where did the bee sting you? - Arı sizi nerede soktu?

Do those insects sting? - Bu böcekler sokarlar mı?

sok
stung

I was stung by a bee. - Ben bir arı tarafından sokuldum.

I've been stung by a hornet. - Bir eşek arısı tarafından sokuldum.

sok
plug in
sok
{f} stinging

Why do bees die after stinging? - Arılar neden soktuktan sonra ölürler?

sokulma
obtrusion
sokulma
{i} snuggling
sokulma
(Denizbilim) insertion
Sok
(abbr. for sokak, sokağı) St. (street)
gizlice sokulmak
steal into
hile ile sokulmak
worm one's way
hile ile sokulmak
worm oneself
sessizce sokulmak
cat foot
sinsice sokulmak
slink
sok
insert

Do I have to insert coins first? - Ben önce parayı sokmak zorunda mıyım?

Tom inserted a DVD into the player. - Tom bir DVD'yi oynatıcıya soktu.

sokulma
injection
zorla sokulmak
intrude
ürkerek sokulmak
sidle up to
Türkçe - Türkçe
Girmek
Sokma işine konu olmak
Yanaşmak, yaklaşmak
Yanaşmak, yaklaşmak: "Bazan da dayanamaz, yanına sokulur, saçlarını okşardı."- T. Buğra
Sokmak işine konu olmak
sokulma
Sokulmak işi
sokulmak