I passed over the dark street.
- Ben, karanlık bir sokaktan geçtim.
The policeman spoke to a man on the street.
- Polis bir adamla sokakta konuştu.
Tom threw some money into the busker's hat.
- Tom sokak çalgıcısının şapkasına biraz para attı.
Tom is a street urchin.
- Tom bir sokak çocuğu.
Tom is a street urchin.
- Tom bir sokak çocuğu.
The streets in Tokyo are full on Saturdays.
- Tokyo sokakları Cumartesi günleri doludur.
People were told to stay indoors because of the violence in the streets.
- İnsanlara sokaklardaki şiddet nedeniyle evde kalmaları söylendi.
The robber attacked her on a back street.
- Soyguncu bir arka sokakta ona saldırdı.
The accident happened on a side street.
- Yan sokakta kaza oldu.
We live in a cozy little house in a side street.
- Yan sokaktaki küçük ve rahat bir evde yaşıyoruz.
This road is a dead end.
- Bu yol bir çıkmaz sokak.