Ülkemin siyasetini anlamaya çalışıyorum.
- I am trying to understand the politics of my country.
1796 yılında, Amerikan siyasetinde bir değişim gördüm.
- The year 1796 saw a change in American politics.
Oğlum politikaya erken ilgi duydu.
- My son took an early interest in politics.
Biz çoğunlukla politika tartışarak bütün gece otururduk.
- We would often sit up all night discussing politics.
O üniversitenin müfredatı, doğa bilimleri ve sosyal bilimleri kapsar.
- That university's curriculum covers natural science and social science.
Doğa bilimleri sosyal bilimlerden daha zordur.
- The natural sciences are harder than the social sciences.
Savaşı gündelik gerçeklik yaparak, bu savaşa sebep olan politik görüştür.
- Because it is politics that has caused this war, making the war our everyday reality.
... of popularizing social sciences. ...
... done in the social sciences and come up ...