so that

listen to the pronunciation of so that
İngilizce - Türkçe
böylece

Kornaya bas böylece araba geçmemize izin verecek. - Blow the horn so that car will let us pass.

Her şeyi son yudumuna kadar iç, böylece içinde bir şey kalmaz. - Drink everything up, so that nothing remains inside.

-mesi için
öyleki
o kadar ki
-sin diye
öyle
ta ki
bu durum üzerine
öyle ki
ki
Bu nedenle, bundan dolayı
sin diye, ...mek için, ...mesi için, ... için
öyle böyle
onun için

Hasta yardım almanın ötesindeydi, onun için doktorlar daha fazlasını yapamadı. - The patient was quite beyond help, so that the doctors could do no more.

diye

Ben, yarışı kazanabilirim diye sıkı eğitim yapıyorum. - I am training hard so that I may win the race.

Herkes işitebilsin diye lütfen yüksek sesle oku. - Please read it aloud so that everyone can hear.

in order that
-sin diye
in order that
-sın diye
in order that
-mesi için
in order that
ta ki
in order that
sin diye, ...mek için, ...mesi için, ... için
so that of
böylece bir
so that to
takı için
in order that
sin diye
in order that
mesi için
in order that
olması için
İngilizce - İngilizce
Indicates purpose; in order that

He seized his axe, which he had made very sharp, and as the leader of the wolves came on the Tin Woodman swung his arm and chopped the wolf's head from its body, so that it immediately died.

With the result or aim that
in order that
so that

    Türkçe nasıl söylenir

    sō dhıt

    Eş anlamlılar

    that

    Telaffuz

    /ˈsō ᴛʜət/ /ˈsoʊ ðət/

    Etimoloji

    [ 'sO, esp before adj or adv ] (adverb.) before 12th century. Middle English, from Old English swA; akin to Old High German sO so, Latin sic so, thus, si if, Greek hOs so, thus, Latin suus one's own; more at SUICIDE.