Çok yakında vazgeçiyor musun?
- Are you giving up so soon?
Tom çok yakında Boston'a geri dönmeyi planlamamıştı.
- Tom hadn't planned on going back to Boston so soon.
Zaten Çince yazabiliyorum.
- I can already write in Chinese.
Ben zaten iki saattir buradayım.
- I've already been here two hours.
Halihazırda daha iyi hissediyorum.
- I already feel much better.
İstasyona vardığımda, tren çoktan gitmişti.
- Arriving at the station, I found the train had already left.
Tren çoktan hareket etti.
- The train has already left.
Önceden akşam yemeğini yedin mi?
- Have you eaten your dinner already?
Önceden kitabı okudun?
- You've already read the book?
Annesi işten eve zaten dönmüştü ve hazırlanmış akşam yemeğini yedi.
- His mother was already home from work and had supper prepared.
Zaten işte olman gerekmiyor mu?
- Shouldn't you be at work already?
Öğrenci tüm problemleri daha önce çözdü.
- The student has already solved all the problems.
Tom o sınıfa daha önce kaydoldu.
- Tom has already signed up for that class.
Ben zaten biletimi aldım.
- I've already bought my ticket.
Önceden biletinizi aldınız mı?
- Have you already bought your ticket?
Oğlum şimdiden yüze kadar sayabiliyor.
- My son can already count to one hundred.
O iki yaşında, ama şimdiden 100'e kadar sayabiliyor.
- She is two years old, but she can already count to 100.
Dil sınıfı için kompozisyonunu halen bitirmedin mi?
- Have you already finished your composition for language class?
Kaç yaşındasın? Ben halen 17 yaşındayım.
- How old are you? I'm already 17 years old.
... And today we are happy to announce that very soon you ...
... And today I am happy to announce that very soon you ...