Hayat olduğu sürece, ümit vardır.
- As long as there's life, there is hope.
Rüzgarlı almadığı sürece olur.
- It's OK as long as it doesn't get windy.
Kısa sürede geri gelmen şartıyla dışarı çıkabilirsin.
- You may go out as long as you come back soon.
Ucuz olmak şartıyla, herhangi bir saat işimi görür.
- As long as it is cheap, any watch will do.
İki saat süresince karın içinde otobüsü bekledim.
- I waited for the bus in the snow as long as two hours.