Sabahleyin bir koşuşturmadan kaçınmak için bugün biraz geç saatlere kadar çalışacağım.
- Today I'm working a little late so as to avoid a rush in the morning.
O, zamanında varmak için koştu.
- He ran, so as to arrive on time.
... and everything down to a relatively manageable number. ...
... manageable. ...