O, zamanında varmak için koştu. - He ran, so as to arrive on time.
O, zamanında varmak için koştu.
He ran, so as to arrive on time.
İşitebilmek için önde oturdu. - He sat in the front so as to be able to hear.
İşitebilmek için önde oturdu.
He sat in the front so as to be able to hear.
... manageable. ...
... and everything down to a relatively manageable number. ...