O, onu ileride kullanmak üzere bir kenara koydu.
- She set it aside for future use.
Adam onu bir kenara itti.
- The man shoved her aside.
Onun geçmesi için kenara çekildim.
- I stepped aside for him to pass.
O, onu ileride kullanmak üzere bir kenara koydu.
- She set it aside for future use.
Bunu benim için bir yana koy.
- Lay this aside for me.
Şaka bir yana, işe yarayabilir.
- All kidding aside, it may work.
Sabahleyin bir koşuşturmadan kaçınmak için bugün biraz geç saatlere kadar çalışacağım.
- Today I'm working a little late so as to avoid a rush in the morning.
O, zamanında varmak için koştu.
- He ran, so as to arrive on time.