Akşam yemeğinden sonra, George'nin babası onu bir kenara aldı.
- After dinner, George's dad took him aside.
Adam onu bir kenara itti.
- The man shoved her aside.
O, onu ileride kullanmak üzere bir kenara koydu.
- She set it aside for future use.
O bir kenara biraz benzin koydu.
- He puts aside some gas.
Şaka bir yana, işe yarayabilir.
- All kidding aside, it may work.
Bunu benim için bir yana koy.
- Lay this aside for me.
Trene zamanında yetişmek için acele etti.
- He hurried so as to be in time for the train.
Sabahleyin bir koşuşturmadan kaçınmak için bugün biraz geç saatlere kadar çalışacağım.
- Today I'm working a little late so as to avoid a rush in the morning.