Bir bebeğin poposu kadar pürüzsüz.
- It's as smooth as a baby's bottom.
İpek yumuşak ve pürüzsüzdür.
- Silk is soft and smooth.
Her şey düzgünce giderse günde iki ya da üç parça yapabilirim.
- If all goes smoothly, I can make two or three pieces a day.
Meryem eteğini düzeltti.
- Mary smoothed down her skirt.
Bunun düzgünce gideceğini düşünüyorum.
- I think that will go smoothly.
Her şey düzgünce giderse günde iki ya da üç parça yapabilirim.
- If all goes smoothly, I can make two or three pieces a day.
Deniz sakin ve yumuşak görünüyor.
- The sea looks calm and smooth.
Onun yumuşak konuşmasıyla kolaylıkla içeri alındım.
- I was easily taken in by his smooth talk.
Onun cildi mükemmel bir şekilde yumuşak.
- Her skin is perfectly smooth.
Teleskobun aynasının mükemmel biçimde pürüzsüz olması gerek.
- The telescope's mirror needs to be perfectly smooth.
Onun işi sorunsuz gidiyordu.
- Her work was going smoothly.
O çok sorunsuzca gitti.
- It went very smoothly.
Bu fermuar kolayca kapanmıyor.
- This zipper doesn't zip smoothly.
Onun yumuşak konuşmasıyla kolaylıkla içeri alındım.
- I was easily taken in by his smooth talk.
Ayaklarımın arkasını yumuşatmak için ponza taşı ile ovarım.
- I rub with pumice, in order to smooth the back of my feet.
Deniz sakin ve yumuşak görünüyor.
- The sea looks calm and smooth.