Buralarda bir kulübe vardı. - There used to be a hut about here.
Buralarda bir kulübe vardı.
There used to be a hut about here.
Keşiş ahşap bir kulübede yaşıyordu. - The hermit lived in a wooden hut.
Keşiş ahşap bir kulübede yaşıyordu.
The hermit lived in a wooden hut.