Aslında, ufak bir şikayetim var.
- Actually, I do have one small complaint.
Evimin önünde ufak bir bahçe var.
- There is a small garden in front of my house.
Benim odam çok küçük.
- My room is very small.
Yakınlardaki küçük bir kasabada yaşıyordu.
- He lived in a small town nearby.
Onun çiçek hastalığının zayıf evresini geçirdiğini söylediler.
- They said he had a weak form of smallpox.
Kim onun o kadar zayıf ve küçük olabileceğini düşünürdü?
- Who would have thought that she could be so thin and small?
Moncalvo çok küçük bir İtalyan şehridir.
- Moncalvo is the smallest Italian city.
Önemsiz şeyleri dert etme.
- Don't make such a big deal out of small things.
Daha küçük ölçün var mı?
- Have you got smaller size?
Dünya güneşten daha küçüktür.
- The earth is smaller than the sun.
Evimin arkasında küçük bir gölet var.
- There is a small pond in back of my house.
Arabanın arkasında saklanan küçük bir kedi var.
- There's one small cat hiding behind the car.
Ne kazandığın patronun maaşı ile karşılaştırıldığında ufak tefek şey.
- What you make is small potatoes compared to the boss's salary.
Krem şantiye az miktarda brendi ekledi.
- A small amount of brandy is added to the whipped cream.
Az miktarda para ödenirdi.
- He would be paid a small amount of money.
Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.
- Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users.
Dünya güneşten daha küçüktür.
- The earth is smaller than the sun.
New York'un nüfusu Tokyo'nunkinden daha küçüktür.
- The population of New York is smaller than that of Tokyo.
O, şu ana kadar karşılaştığım bir adamın en küçük fikirlerine birçok kelimeyi sıkıştırabilir.
- He can compress the most words into the smallest ideas of any man I ever met.
Avustralya dünyadaki en küçük kıtadır.
- The smallest continent is Australia.
Remember when the children were small?.
His smallness didn't bother him, except when he needed something off the top shelf.
As dead flies give perfume a bad smell, so a little folly outweighs wisdom and honor.
- Dead flies cause the ointment of the apothecary to send forth a stinking savour: likewise a small act of folly unto him that is esteemed for wisdom and honour.
I have a little money with me.
- I have small change with me.
... Ikaria, a small island in Greece. ...
... insurance; we can't afford it. And the number of small businesses I've gone to that are ...