Tom baş aşağı yavaş yavaş yürüyordu.
- Tom was walking slowly with his head down.
Kağıt uçak yavaş yavaş yere düştü.
- The paper plane fell slowly to earth.
O, basamakları yavaşça tırmandı.
- He went up the steps slowly.
Yavaşça gözlerini kapadı.
- She slowly closed her eyes.