İş gerçekten yavaşladı.
- Business has really slowed down.
Tom yavaşladı ve yolun kenarına çekti.
- Tom slowed down and pulled over to the side of the road.
Lütfen daha yavaş konuşun.
- Speak slower, please.
Biraz daha yavaşça konuşabilir misin?
- Could you please speak a little bit more slowly?
Döner kavşağın amacı trafiği yavaşlatmaktır.
- The purpose of a roundabout is to slow down traffic.
Sahneyi ağır çekimde görmek istiyorum.
- I want to see the scene in slow motion.
Ağır çekim bir film izlemek gibiydi.
- It was like watching a slow motion movie.
Tren bir durakta yavaşladı.
- The train slowed down to a stop.
Tom dur işaretinde yavaşladı, ancak durmadı.
- Tom slowed down at the stop sign, but didn't stop.
Çocukluk çağında, zaman yavaş olarak geçer.
- In childhood, time passes slowly.
Bu hafta zaman çok yavaş geçti.
- Time passed very slowly this week.
Yavaşlamak isteyebilirsin.
- You may want to slow down.
Tom'un yavaşlamak için hiçbir planı yok.
- Tom has no plans to slow down.
Bu günlerde iş çok kesat.
- Business is so slow these days.
İşler gerçekten kesatlaştı.
- Business has really slowed down.
Oyun yavaş ve sıkıcıydı.
- The game was slow, and it was also boring.
Basketbolla karşılaştırıldığında, beyzbolun biraz yavaş ve sıkıcı olabileceği düşünülebilir.
- Compared to basketball, baseball might be considered a little slow and boring.
Lütfen saati ayarlar mısınız. Geri kalmış.
- Will you please adjust the clock? It's slow.
Saatimi ayarlamalıyım. Geri kalmış.
- I must adjust my watch. It's slow.
Yavaşlamamız gerekmiyor mu?
- Shouldn't we slow down?
Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.
- Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.
Saatim beş dakika geri kalmış.
- My watch is five minutes slow.
Saatim geri kaldığı için özel ekspresi kaçırdım.
- As my watch was slow, I missed the special express.
Kağıt uçak yavaş yavaş yere düştü.
- The paper plane fell slowly to earth.
Balon yavaş yavaş indi.
- The balloon descended slowly.
He that is slow to wrath is of great understanding. --Prov. xiv. 29.
These changes in the heavens, though slow, produced Like change on sea and land, sidereal blast. --Milton.
John is very slow; he is ten seconds behind everybody else when it comes to math.
That clock is slow.
a slow train.
I'm just sitting here with a desk of cards, enjoying a slow afternoon.
Speak more slowly, please.
- Speak more slowly, please!
Can you speak more slowly, please?
- Can you speak slower, please?
... and be with us for the trains we slowed down come ...