O bir peri masalından bir çeşit prenses gibi görünüyordu.
- She seemed like some sort of princess from a fairy tale.
Kaynamış bir yumurtanın kabuğunu temiz bir şekilde nasıl çıkarırsın? Bir çeşit hile var mı?
- How do you take off the shell of a boiled egg cleanly? Is there some sort of trick?
Tom bir çocuk olarak hayli utangaçtı.
- Tom was sort of shy as a kid.
O tür şeyi ne tip insan yapardı?
- What sort of person would do that kind of thing?
O, ne tür bir oyundur?
- What sort of play is it?