Her kapının sal olarak kullanılabilecek çıkarılabilir bir slaytı vardır.
- Each door has a detachable slide that can be used as a raft.
Sürgülü hesap cetvelinin ne olduğunu bilmek için çok gençsin.
- You're too young to know what a slide rule is.
Sürgülü hesap cetvelinin ne olduğunu bilmek için çok gençsin.
- You're too young to know what a slide rule is.
Kızakla taşımak çok kolaydır. Yapman gereken tek şey sıkı oturmak ve onu kaydırmaktır.
- Sledding is very easy. All you have to do is sit down tight and let it slide.
Kızakla taşımak çok kolaydır. Yapman gereken tek şey sıkı oturmak ve onu kaydırmaktır.
- Sledding is very easy. All you have to do is sit down tight and let it slide.
Kızakla taşımak çok kolaydır. Yapman gereken tek şey sıkı oturmak ve onu kaydırmaktır.
- Sledding is very easy. All you have to do is sit down tight and let it slide.
Karlı bir yolda direksiyonu o şekilde çevirirsen, kayarsın.
- If you whip the steering wheel around like that on a snowy road, the car is going to go into a slide.
Kızakla taşımak çok kolaydır. Yapman gereken tek şey sıkı oturmak ve onu kaydırmaktır.
- Sledding is very easy. All you have to do is sit down tight and let it slide.
Duvarların kulakları var, sürgülü kağıt kapıların gözleri var.
- Walls have ears, sliding paper doors have eyes
Tom John ve Mary'nin içeri girmesi için sürgülü kapıyı açtı.
- Tom opened the sliding door to let John and Mary in.
Sürgülü hesap cetvelinin ne olduğunu bilmek için çok gençsin.
- You're too young to know what a slide rule is.
Sürgülü hesap cetvelinin ne olduğunu bilmek için çok gençsin.
- You're too young to know what a slide rule is.
Çocukken merdivenden kaymak hoşuma giderdi.
- When I was a child, I used to like sliding down the staircase banister.
Tom saksıyı sola doğru hareket ettirdi ve gizli kapıyı kaydırarak açtı.
- Tom moved the flower pot to the left and the secret door slid open.
Bizim parkta çocukların oynaması için güzel bir kaydırağımız var.
- In our park, we have a nice slide for children to play on.
Çocukken merdivenden kaymak hoşuma giderdi.
- When I was a child, I used to like sliding down the staircase banister.
Çocuklar buz üzerinde kayıyorlardı.
- The children were sliding on the ice.
Çocukken merdivenden kaymak hoşuma giderdi.
- When I was a child, I used to like sliding down the staircase banister.
He slid while going around the corner.
Jones slid into second.
The safe slid slowly.
The slide closed the highway.
The administrator let the minor infraction slide with only a disapproving look.
The long, red slide was great fun for the kids.
The car slid on the ice.
He slid the boat across the grass.
I'm going to try to slide off from work early, if I can.
Make sure your cup doesn't slide off the tray.
when used in rifles, this action is also commonly called a slide action.
The closer had a wicked slider that was almost unhittable.
We ordered five sliders.
Our yard is just outside the sliding door.
... This is my last slide, and it's my favorite feature. ...
... Then he shows this slide of him, and he's climbing up a mountain. You can see he's clinging ...